Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6559
Karar No: 2018/5031
Karar Tarihi: 28.05.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/6559 Esas 2018/5031 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, borçlanarak kısmi ödeme yaptığı 5600 prim gününün belirlenmesi için davalı Kuruma başvurmuştur. İlk derece mahkemesi, borçlanılan dönemin sigortalı lehine belirlenmesi gerektiğine ve 5600 prim gününün 05.07.1992-25.01.2008 tarihleri arasına mal edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Davalı Kurum ise usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddedilmesini talep etmiştir. İkinci derece mahkemesi, borçlanılan dönemin sigortalı lehine belirlenmesi gerektiği kararını desteklemiş fakat davacının ödediği primlerin Almanya'da çalışmaya başladığı tarihten önceki süreleri kapsamadığı gerekçesiyle davacının borçlandığı günlerin tespitine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak davacının 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlandığı 5600 günlük sürenin 01.01.1993 tarihinden ileriye doğru mal edilmesi gerektiği kararına varmıştır. Kararda 3201 sayılı Yasa'nın 5. ve 6. maddeleri gereğince sigortalıların borçlandıkları sürenin hesaplanması ve borçlanılan sürenin Türkiye'deki sigortalılık süresinden geriye götürülerek hesaplanması gerektiği belirtilmiştir.
21. Hukuk Dairesi         2017/6559 E.  ,  2018/5031 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : 16. İş Mahkemesi


    A)Davacı İstemi :
    3201 sayılı Yasaya göre borçlanarak kısmi ödeme yapan davacı ,ödediği 5600 prim gününün 05.07.1992-25.01.2008 tarihleri arasına mal edilmesi gerektiğinin tespitini talep etmiştir.
    B)Davalı Cevabı :
    Kurum vekili; kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    Mahkemece; yaşlılık aylığının tutarının sigortalının borçlandığı döneme göre farklılık arz ettiği, Kurumun sigortalıyı bu yönde bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği,aksi yönde sigortalı lehine uygulama yapılmasını engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığı gözetilerek borçlanılan dönemin sigortalı lehine belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı tarafından borçlanılan 5600 prim gününün 05.07.1992-25.01.2008 tarihleri arasında mal edilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
    D) İstinaf Başvurusu :
    Davalı vekili tarafından; kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf yoluna başvurduğu görülmüştür.
    E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    Bölge Adliye Mahkemesince ; kısmi borçlanma halinde, yaşlılık aylığı tutarının sigortalının borçlandığı döneme göre farklılık arz etmesi nedeni ile Kurumun sigortalıyı bu yönde bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeni ile, aksi yönde sigortalı lehine uygulama yapılmasını engelleyen yasal bir düzenlemede bulunmadığı gözetilerek borçlanılan dönemin sigortalı lehine belirlenmesi ve sigortalının talebine göre ilgili aylara mal edilmesi gerektiği, 3201 sayılı Yasanın 5. maddesine göre, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde hüküm bulunmayan hallerde, sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreleri borçlanmaları halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürüleceği düzenlenmiş ise de; Türkiye ile Almanya arasında sözleşme olduğu ve bu sözleşmede sigorta başlangıcına dair hüküm bulunduğundan, davacının sözleşme hükümlerinin uygulanmak suretiyle Almanya"da uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak çalışmaya başladığı 01.01.1993 tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespitine ilişkin Ankara 16. İş Mahkemesi’nin 2014/1694 esas ve 2015/237 karar sayılı kararı ile, davacının 01.01.1993 tarihinin Türkiye sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edildiği, kararın Yargıtay’ca onanarak kesinleştiği ve bu hususta taraflar arasında kesin hüküm oluştuğu, davacının artık Almanya"da ...olarak uzun vadeli sigorta kollarına tabi olduğu 05.07.1992 ile 01.01.1993 tarihleri arasındaki dönemi 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanmasının mümkün olmadığı gerekçeleriyle, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile 6100 sayılı HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına ,davanın kısmen kabulü ile davacının 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlandığı 5600 günlük sürenin 01.01.1993 tarihinden ileriye doğru mal edilmesi gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    F)Temyiz :
    Davacı vekili,3201 sayılı Yasanın 6.maddesi 1.fıkrası hükmüne göre yurt dışında geçen ev kadınlığı sürelerini de borçlanma imkanı bulunduğunu,davacının 05.07.1992-01.01.1993 tarihleri arasındaki borçlanma hakkının yok sayılmasına yol açacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
    Davalı vekili ,3201 sayılı Yasanın 5.maddesine göre, borçlanılan sürenin Türkiye’deki sigortalılık süresinden geriye götürülerek hesaplanması gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
    G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı Kurum temyizine gelince,
    2-Davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 Sayılı Yasa"nın 5. maddesinde;
    “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır.
    Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
    Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.” hükmü yer almaktadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 14.03.2013 tarihli dilekçe ile 05.07.1992 tarihinden itibaren 4200 gün borçlanma talebinde bulunduğu, 24.06.2013 tarihli dilekçe ile 06.03.2004 tarihinden itibaren 3000 gün 4/1-a maddesi kapsamında borçlanmayı talep ettiği, Kurumun bu iki borçlanma talep dilekçesini beraber değerlendirerek 05.07.1992-04.07.2012 tarihleri arası 7200 gün karşılığı 75.156,48 TL borç tahakkuk cetvelini 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında düzenleyip davacıya tebliğ ettiği,davacının 5600 gün karşılığı 58.464,00 TL borçlanma bedelini 08.04.2014 tarihinde ödediği, davacının ... sigortasına giriş tarihi olan 01.01.1993 tarihinin Türkiyede başlangıç olarak tespitine dair 23.02.2015 tarihli kararının Yargıtay 21. Hukuk Dairesi"nin 02.07.2015 tarih ve 2015/12002 esas ve 2015/15243 karar sayılı kararı ile onandığı, Kurumca davacının 5600 günlük ödemesine göre borçlanmanın 15.12.1996-04.07.2012 arasında kabul edildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesinin 1. fıkrasına göre, Kurum"ca yapılan borçlanma tahakkuk işlemi yerinde olduğu gibi Kurum"ca düzenlenen borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan ödenmesi karşısında eldeki davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmadan, yazılı şekilde yeniden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine,
    28.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi