MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi


Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali-alacak-menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, 12.06.2012 tarihli harici sözleşme ile davalıdan 167.000,00 TL bedelle daire satın aldığını, peşinat olarak 70.000,00 TL ödediğini ve iki adet 20.000,00 TL"lik senet verdiğini ve bu senetlerden bir tanesini de ödediğini, bakiye 57.000,00 TL"nin ise 57 ay süre ile taksitlendirildiğini ve 9 taksit tutarı olarak 9.000,00 TL daha ödeme yaptığını, böylece toplamda 99.000,00 TL ödediğini, ancak davalı şirketin edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek, sözleşmeden dönme nedeni ile sözleşmenin mutlak butlan nedeni ile iptaline, sözleşme nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, ödediği 99.000,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, sözleşme resmi şekle uygun olmadığından geçersizliğine, davacı vekilinin 25/12/2014 tarihli 4. celsedeki beyanı uyarınca davalı tarafından 99.000,00 TL ödendiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 12/06/2012 keşideli, 30/06/2014 vadeli, 20.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava harici konut satış sözleşmesinden kaynaklanan ödenen bedelinin iadesi ile bu sözleşmeye istinaden verilen senetlerin iptali ve taraflar arasında akdolunan sözleşmenin geçersizliğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı taraf yargılama devam ederken davacı ile anlaştıklarını, bu nedenle 10.02.2014 tarihli ""Protokol ve İbraname"" başlıklı belgenin imzalandığını, bu belgeye göre davacının hiçbir alacağının kalmadığını, hatta protokolde davacının eldeki davadan feragat edeceğinin kararlaştırıldığını, buna rağmen davacının davaya devam ederek mahkemeyi yanılttığını iddia etmiştir. Dosya kapsamında bulunan ve davalının iddiasına dayanak teşkil eden ""Protokol ve İbraname"" başlıklı fotokopi belgenin altında davacıya ait imza bulunduğu görülmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece bu belgenin aslının taraflardan temin edilerek, protokol hükümleri değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.