22. Hukuk Dairesi 2015/28551 E. , 2015/29073 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı- birleşen dosya davacısı, sosyal yardım, ikramiye, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili alacaklarının ödetilmesine, davalı- birleşen dosya davalısı ise fazla mesai ücreti alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava ve birleşen dosya davacısı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde olarak çalıştığını, Milli Eğitim Bakanlığına atanması suretiyle davalı ile olan sözleşmesinin sona ermesine kadar çeşitli işçilik alacaklarının mevcut olduğunu belirterek, müvekkilinin yıllık izin ücreti, ikramiye, sosyal yardım, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ve birleşen dosya davalısı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece dava ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar dair verilen karar, Dairemizin 19/03/2015 tarih, 2015/5189 esas, 2015/10843 sayılı kararı ile, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti isteklerinin reddi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrası anılan taleplerin reddine karar verilmiş, ancak bozma kapsamı dışında kalan alacak kalemleri ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.
Karar taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, bozma ilamına uyularak karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya içeriğine göre taraflar arasındaki ilk sorun, bozma üzerine verilen kararda, bozma kapsamı dışında kalan hususlar hakkında yeniden hüküm kurulup kurulmayacağıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu sebeple bozma kararından sonra mahkemece 6100 sayılı Kanun"un 297. maddesinde belirtilen unsurları içeren yeni bir karar verilmek zorundadır.
Somut olayda, mahkeme tarafından, hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının reddine ilişkin verilen karar doğru olmakla birlikte, bozma kapsamı dışında bırakılan alacak kalemleri hakkında, bozma öncesi olduğu gibi ve açıkça hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, 6100 sayılı Kanun"un 326/2. maddesine aykırı olarak, tarafların yaptığı yargılama giderlerinin, davanın kabul ve reddi oranında paylaştırılmaması hatalıdır.
3-Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık birleşen dava yönünden ayrıca hüküm kurulup kurulmayacağı konusundadır.
Davacı, mahkemenin 2014/129 esasına kayıtlı dosya ile fazla mesai ücreti alacağını talep etmiş ve sözkonusu dosya bozma ilamı öncesinde, genel tatil, hafta tatili, yıllık izin, ikramiye ve sosyal alacaklara ilişkin birinci dava ile birleştirilmiştir. Tahkikat safhaları müşterek olmakla birlikte, birleştirilen davalar bağımsızlıklarını koruduğundan, bozma ilamına uyulmasından sonra da her iki dava hakkında ayrı ayrı hüküm oluşturulması, yargılama gideri ve vekalet ücretinin ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.