Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2018/5751
Karar No: 2021/4193
Karar Tarihi: 29.09.2021

Danıştay 8. Daire 2018/5751 Esas 2021/4193 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/5751
Karar No : 2021/4193

DAVACI : …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
27/08/2003 günlü, 25212 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesinin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin 08/10/2013 günlü, 28789 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 1. maddesinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Yeni nesillere Türk Devleti'nin ve milletinin bir ferdi olma onurunu duymaya ve hazzını yaşatmaya yönelik, Anayasamızda ve yasalarımızda yer alan ifadelerden oluşan dava konusu öğrenci andında dayanağı Anayasa ve yasa maddelerine aykırılık bulunmadığı, Yönetmelik maddesinin normlar hiyerarşisine aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği iddia edilmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI :
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki ilköğretim okullarında her sabah öğrenciler derse girmeden okutulan Öğrenci Andı'nın dönemin Milli Eğitim Bakanı … tarafından hazırlandığı ve … tarihli ve … sayılı Milli Talim ve Terbiye Heyeti kararı ile uygulamaya konulduğu, 1972, 1997 ve 2012 yıllarında değişikliğe uğradığı, mevzuat hükmünce zorunlu olan "Andımız"ın kaldırılmasının Atatürk ilke ve inkılaplarına uygun olduğu Cumhuriyetin temel niteliklerine bağdaşan düzenlemeye karşı davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Danıştay Sekizinci Dairesi'nin 24/04/2018 tarih, E:2013/11441, K:2018/2317 sayılı, 27/08/2003 günlü ve 25212 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 12'nci maddesinin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin 08/10/2013 günlü ve 28789 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 1'inci maddesinin iptaline ilişkin kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 04/02/2021 gün E:2018/3533, K:2021/192 sayılı kararı ile bozulması üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun bozma kararlarına karşı ısrar olanağı tanınmadığı gerekçesiyle Danıştay Sekizinci Dairesi'nin 29/09/2021 tarih, E:2021/3878, K:2021/4190 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş olması karşısında, aynı nitelikteki iş bu davanın da reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, 27/08/2003 günlü, 25212 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin, 12'nci maddesinin yürülükten kaldırılmasına ilişkin 08/10/2013 günlü, 28789 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 1'inci maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
26/07/2014 günlü ve 29072 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 95'inci maddesi ile "Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği" yürürlükten kaldırılmıştır.
Öte yandan, Danıştay Sekizinci Dairesinin 24/04/2018 günlü ve E:2013/11441, K:2018/2317 sayılı kararı ile de, 27/08/2003 günlü ve 25212 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 12'nci maddesinin yürülükten kaldırılmasına ilişkin 08/10/2013 günlü ve 28789 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 1'inci maddesinin iptaline karar verilmiştir.
Bu itibarla; gerek dava konusu Yönetmeliğin yürürlükten kaldırılmış olması, gerekse "Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 1'inci maddesinin Danıştay Sekizinci Dairesinin 24/04/2018 günlü ve E:2013/11441, K:2018/2317 sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında 27/08/2003 günlü ve 25212 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 12'nci maddesinin yürülükten kaldırılmasına ilişkin 08/10/2013 günlü ve 28789 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 1'inci maddesinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, 27.8.2003 günlü, 25212 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesinin yürülükten kaldırılmasına ilişkin 8.10.2013 günlü, 28789 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 1. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Başlangıç" kısmında, "Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddi ve manevi mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
...
Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
...
Topluca Türk vatandaşlarının milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
...",
"Cumhuriyetin nitelikleri" başlıklı 2. maddesinde, "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.",
"Devletin bütünlüğü, Resmî dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında, "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür...",
"Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesinde, "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
...",
"Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi" başlıklı 42. maddesinin 3. fıkrasında, "Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.",
"Türk vatandaşlığı" başlıklı 66. maddesinin 1. fıkrasında, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.",
"Yargı yolu" başlıklı 125. maddesinin 4. fıkrasında, "Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez."
hükümleri yer almaktadır.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Genel amaçlar" başlıklı 2. maddesinde, "Türk Milli Eğitiminin genel amacı,Türk Milletinin bütün fertlerini,
1. Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;
...
Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.",
"Özel amaçlar" başlıklı 3. maddesinde, "Türk eğitim ve öğretim sistemi, bu genel amaçları gerçekleştirecek şekilde düzenlenir ve çeşitli derece ve türdeki eğitim kurumlarının özel amaçları, genel amaçlara ve aşağıda sıralanan temel ilkelere uygun olarak tespit edilir.
",
"Genellik ve eşitlik" başlıklı 4. maddesinde, "Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet, engellilik ve din ayırımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
",
"Atatürk İnkılap ve İlkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği" başlıklı 10. maddesinde, "Eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk inkılap ve ilkeleri ve Anayasada ifadesini bulmuş olan Atatürk milliyetçiliği temel olarak alınır. Milli ahlak ve milli kültürün bozulup yozlaşmadan kendimize has şekli ile evrensel kültür içinde korunup geliştirilmesine ve öğretilmesine önem verilir.
Milli birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak Türk dilinin, eğitimin her kademesinde, özellikleri bozulmadan ve aşırılığa kaçılmadan öğretilmesine önem verilir; çağdaş eğitim ve bilim dili halinde zenginleşmesine çalışılır ve bu maksatla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile işbirliği yapılarak Mili Eğitim Bakanlığınca gereken tedbirler alınır.",
"Amaç ve görevler" başlıklı 23. maddesinde, "İlköğretimin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak,
1. Her Türk çocuğuna iyi bir vatandaş olmak için gerekli temel bilgi, beceri, davranış ve alışkanlıkları kazandırmak; onu milli ahlak anlayışına uygun olarak yetiştirmek;
...",
25. maddesinde, "İlköğretim kurumları; dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarından oluşur..."
hükümleri yer almıştır.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin "Görevler" başlıklı 2. maddesinde, "(1) Millî Eğitim Bakanlığının görevleri şunlardır:
a) Okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek.
b) Eğitim ve öğretimin her kademesi için ulusal politika ve stratejileri belirlemek, uygulamak, uygulanmasını izlemek ve denetlemek, ortaya çıkan yeni hizmet modellerine göre güncelleyerek geliştirmek.
c) Eğitim sistemini yeniliklere açık, dinamik, ekonomik ve toplumsal gelişimin gerekleriyle uyumlu biçimde güncel teknik ve modeller ışığında tasarlamak ve geliştirmek.
..." hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 2. fıkrasının işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, "İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler." hükmü yer almıştır.
27/08/2003 tarih ve 25212 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, "Bu Yönetmeliğin amacı, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî ve özel İlköğretim Kurumlarının kuruluş, görev ve işleyişi ile ilgili yöntem ve ilkeleri düzenlemektir.",
"İlköğretimin Amaçları" başlıklı 5. maddesinde, "Türk Millî Eğitiminin amaç ve ilkeleri doğrultusunda;
...
b) Öğrencilere, Atatürk ilke ve inkılâplarını benimsetme; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve demokrasinin ilkelerine, insan hakları, çocuk hakları ve uluslar arası sözleşmelere uygun olarak haklarını kullanma, başkalarının haklarına saygı duyma, görevini yapma ve sorumluluk yüklenebilen birey olma bilincini kazandırmak,
c) Öğrencilerin, millî ve evrensel kültür değerlerini tanımalarını, benimsemelerini, geliştirmelerini bu değerlere saygı duymalarını sağlamak,
...
m) Öğrencilere, bilgi yüklemek yerine onlarda zekâyı ve yaratıcı düşünceyi ortaya çıkarmak, onlara bilgiye ulaşmanın yöntem ve tekniklerini öğretmek,
n) Öğrencileri bilimsel düşünme, çalışma ve araştırma alışkanlığına yöneltmek,
o) Öğrencilerin, sevgi ve iletişimin desteklediği gerçek öğrenme ortamlarında düşünsel becerilerini kazanmalarına, yaratıcı güçlerini ortaya koymalarına ve kullanmalarına yardımcı olmak,
...
İlköğretim kurumlarının amacıdır.",
"Genel İlkeler" başlıklı 6. maddesinde, "İlköğretimde aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulur:
...
c) İlköğretim kurumlarının kuruluş ve işleyişi ile her türlü eğitim-öğretim programlarının hazırlanması ve uygulanmasında Atatürk ilke ve inkılâplarına uyulur. Evrensel değerler içinde millî kültürün öğrenilmesine ve geliştirilmesine önem verilir.
d) İlköğretim kurumları; dil, ırk, cinsiyet, felsefî inanç ve din ayrımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınmaz.
e) Eğitim-öğretim etkinlikleri; öğretim ilkeleri, öğrenci düzeyi, çevre özellikleri ve programda belirtilen esaslar dikkate alınarak 5 inci maddedeki amaçları gerçekleştirecek şekilde düzenlenir ve uygulanır.
...",
"Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesinde, "İlkokullarda öğrenciler, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde topluca aşağıdaki "Öğrenci Andı"nı söylerler.
'Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!'
Yabancı uyruklu öğrencilerin "Öğrenci Andı"nı söyleme zorunluluğu yoktur."
hükümlerine yer verilmiştir.
12/09/2012 tarih ve 28409 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği'nin "Ders kitaplarının hazırlanması" başlıklı 8. maddesinde, "(1) Hizmet birimi veya yayınevleri tarafından hazırlanacak ders kitabı, içerik; dil, anlatım ve üslup; öğrenme, öğretme, ölçme ve değerlendirme; teknik, tasarım ve düzenleme yönlerinden aşağıdaki hususlara göre hazırlanır:
...
ç) Teknik, tasarım ve düzenleme;
...
4) İkinci yaprak ve devamında, ilköğretimin 1, 2 ve 3 üncü sınıflarına ait kitaplarda, yaprağın ön yüzünde Türk Bayrağı ile birlikte İstiklal Marşının ilk iki kıtası; yaprağın arka yüzünde Öğrenci Andı; üçüncü yaprağın ön yüzünde Atatürk resmi ve resmin alt kısmında Mustafa Kemal Atatürk yazısı bulunur. İçindekiler bölümü, ilgili sınıf için öngörülen puntoda olup beş sayfayı geçmez.
5) İlköğretimin 4, 5, 6, 7 ve 8 inci sınıflar ile ortaöğretim ve yaygın eğitim kitaplarında, ikinci yaprağın ön yüzünde Türk Bayrağı ile İstiklal Marşı; yaprağın arka yüzünde Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi, üçüncü yaprağın ön yüzünde, Atatürk resmi ile resmin alt kısmında Mustafa Kemal Atatürk yazısı bulunur. İçindekiler, ilgili sınıf için ön görülen puntoda yazılır.
..." hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Vatandaşlık bağı temelinde yapılan "Türk" tanımına ilk olarak 1924 Anayasası'nda yer verilmiş olup, bu Anayasa'nın 88. maddesinin 1. fıkrasında, "Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur." denilmiş, söz konusu hüküm 1937 yılında yapılan değişiklik ile "Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese 'Türk' denir." şeklinde değiştirilmiştir. 1961 ve 1982 Anayasası'nda ise, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür." hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddelerde yer alan "Türk" ibaresi Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesi ifade etmektedir.
"Milliyetçilik ilkesi" de, ilk olarak 1937 yılında yapılan değişiklik ile 1924 Anayasası'na girmiş; 1961 Anayasası'nda bunun yerine, "milli devlet" ilkesi kullanılmış ve "Başlangıç" kısmında Türk milliyetçiliğinin tanımı yapılarak, "Türk milliyetçiliği"nin; bütün fertlerini, kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde, millî şuur ve ülküler etrafında toplayan ve milletimizi dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak milli birlik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilen bir milliyetçilik olduğu vurgulanmıştır.
1982 Anayasası'nın "Başlangıç" kısmında Atatürk'ün milliyetçilik anlayışına yer verilerek, 2. paragrafında, Türk Milletinin, Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olduğu; 5. paragrafında, hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği; 7. paragrafında ise, topluca Türk vatandaşlarının milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu belirtilmiştir. Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Atatürk milliyetçiliğine bağlı bir Devlet olduğu, 3. maddesinde, Türkiye Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 18/02/1985 tarih ve E:1984/9, K:1985/4 sayılı kararında da belirtildiği üzere Atatürk milliyetçiliği, Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesi Türk sayan, ırk, dil ve din gibi düşüncelerle yapılacak her türlü ayırımı reddeden, birleştirici ve bütünleştirici bir anlayışı temsil etmektedir.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nda, Türk Milletinin bütün fertlerini, Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasa'da ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek, Türk Milli Eğitiminin genel amacı olarak düzenlenmiş, her türlü eğitim ve öğretim faaliyetinin söz konusu amaç ve ilkeler çerçevesinde yapılması ve öğrencilere benimsetilmesi hususunda Milli Eğitim Bakanlığına görev verilmiştir. Ancak, bu amaç ve ilkelerin öğrencilere kazandırılması sırasında kullanılacak eğitim ve öğretim yöntemleri ve araçları yönünden anılan Kanun'da bir belirleme yapılmamış olup, eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek, öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütmek ve denetlemek, eğitim sistemini yeniliklere açık, dinamik, ekonomik ve toplumsal gelişimin gerekleriyle uyumlu biçimde güncel teknik ve modeller ışığında tasarlamak ve geliştirmek görev ve yetkisi bulunan davalı idareye takdir yetkisi tanınmıştır.
Takdir yetkisi, temel amacı faaliyetlerinde kamu yararını gerçekleştirmek olan idarenin belli bir konuda karar alıp almama yahut karar alma hususunda birden fazla seçenek arasında seçim yapma serbestisine sahip olması şeklinde tanımlanmaktadır. Düzenleyici işlemlerde idareye düzenleme yapma yetkisi veren üst normlarda düzenlemenin içeriği itibarıyla belli bir sınır çizilmemesi durumunda, idarenin takdir yetkisi söz konusu olmaktadır.
Anayasa Mahkemesi, kanun koyucunun düzenleme yapma konusunda takdir yetkisine sahip olduğu hallerde, yürürlüğe konulan kanunların Anayasa'ya uygunluk denetimi kapsamında verdiği kararlarda, kanun koyucunun kendisine tanınan bu yetkiyi anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerektiğini vurgulamaktadır. (Anayasa Mahkemesinin 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararı)
Kanun koyucunun sahip olduğu takdir yetkisinin denetiminde Anayasa Mahkemesince de benimsenen bu görüşün, takdir yetkisi kapsamında türev (ikincil) nitelikte düzenleme yapan idarenin tesis ettiği düzenleyici işlemlerin yargısal denetiminde de kullanılacak ölçüt olarak nazara alınması mümkündür. Anayasa Mahkemesinin ortaya koyduğu bu ölçütlere uygun olarak; Danıştay içtihatlarıyla da, idarenin yapacağı işlem ve eylemlerin türünü, zamanını ve yöntemini belirlemekte sahip olduğu takdir yetkisinin sınırsız olmadığı, yargı denetimine tabi olduğu; takdire dayalı idari işlemlerin yargı denetiminin; üst norm denetimi ve açık takdir hatası, ölçülülük, yetki sapması, kamu yararı, hizmet gerekleri gibi ölçütler çerçevesinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Bununla birlikte, idarelerin birden çok seçenekten birisini tercihte takdir yetkisiyle donatıldıkları durumlarda, idari yargı mercilerinin idareyi bu seçeneklerden birisini tercihe zorlayacak ya da belirli bir yönde işlem veya eylem tesisine zorunlu kılacak biçimde yargı kararı vermeleri Anayasa ve yasa kurallarıyla ve İdare Hukuku ilkeleriyle bağdaşmayacaktır.
Uyuşmazlığa konu Öğrenci Andı'nın ilk hali dönemin Milli Eğitim Bakanı tarafından hazırlanmış ve 1933 yılında uygulamaya konulmuştur. Daha sonra, 1972 ve 1997 yıllarında Öğrenci Andı'nda bazı değişiklikler yapılmış, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesinde, ilkokullarda öğrencilerin, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde topluca bu maddede belirtilen Öğrenci Andı'nı söyleyeceği, yabancı uyruklu öğrencilerin Öğrenci Andı'nı söyleme zorunluluğu bulunmadığı belirtilmiştir. Bu maddede belirtilen Öğrenci Andı, "Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene!" şeklinde yeniden düzenlenmiş ve en son 2013 yılında yapılan dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle anılan madde yürürlükten kaldırılarak, And'ın ilkokullarda her gün dersler başlamadan önce okutulması uygulamasına son verilmiştir.
Dava konusu Yönetmelik değişikliği ile Öğrenci Andı okutulması uygulamasından vazgeçilmiş ise de; Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği'nin 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin (4) numaralı alt bendinde yer alan, ilköğretimin 1., 2. ve 3. sınıflarına ait kitaplarda ikinci yaprağın arka yüzünde Öğrenci Andı'na yer verilmesinin zorunlu olduğu kuralı yürürlüktedir. Bu itibarla, Öğrenci Andı eğitim ve öğretim yöntemi ve materyali olarak kullanılmaya devam etmektedir.
Atatürkçülüğe, Türklüğe ve bazı ahlaki değerlere yer veren Öğrenci Andı metninin Anayasa'da ve 1739 sayılı Kanun'da yer alan temel ilkelere uygun olduğu konusunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Bu itibarla, uyuşmazlık Öğrenci Andı'nın içeriğine yönelik olmayıp; meri mevzuata göre hala eğitim ve öğretim yöntemi ve materyali olarak kullanılmaya devam edilen Öğrenci Andı'nın ilkokullarda her gün dersler başlamadan önce topluca okutulup okutulmayacağına ilişkindir.
Yukarıda yer alan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; Türk Milli Eğitiminin amaç ve ilkelerinin öğrencilere kazandırılması sırasında kullanılacak eğitim ve öğretim yöntemlerini ve materyallerini belirleme hususunda takdir yetkisine sahip olan davalı idarece, söz konusu takdir yetkisinin, 2005 yılından itibaren Dünyadaki genel eğilimlere uygun olarak benimsenen yeni eğitim ve öğretim yaklaşımı dikkate alınarak, eğitim ve öğretim materyali olarak kullanılmaya devam edilen Öğrenci Andı'nın yalnızca derslerden önce her gün topluca okutulması uygulamasının kaldırılması yönünde kullanılmak suretiyle tesis edilen dava konusu düzenleyici işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 04/02/2021 tarih, E:2018/3533 ve K:2021/192 sayılı kararı da bu yöndedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere,
29/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi