22. Hukuk Dairesi 2014/23521 E. , 2015/29214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili, yol, yemek yardımı, aile, çocuk, asgari geçim indirimi, ücret, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.10.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat Sercan Torun geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, dava dilekçesinde, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı sebep olmadan feshedildiği iddia edilmiştir. Davalı taraf, davacının 30.11.2011 tarihini takip eden günlerde işe gelmediğini, bu sebeple devamsızlık tutanaklarının hazırlandığını, davacının beş gün sonra işverene işten ayrıldığına ilişkin el yazıyla hazırlanmış kağıt gönderdiğini, işyerinden istifa ile ayrılmış olan davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna işten çıkışının bildirildiğini savunmuştur. Dosyaya, 01.12.2011-05.12.2011 tarihleri arasındaki süreye ilişkin işverence düzenlenen devamsızlık tutanakları sunulmuş olup, tutanak düzenleyicileri olan davalı tanıkları tutanakların içeriğini doğrular mahiyette beyanda bulunmuşlardır. Davalı tanığı ..., davacının işe gelmemesi üzerine, işverenin kendisini davacının evine gönderdiğini, davacının kendisine işten ayrıldığını ve artık işe gelmeyeceğini söyleyerek yazılı bir kağıt verdiğini ifade etmiştir. Dosyaya sunulan el yazısıyla düzenlenmiş, işçi imzalı tarihsiz belgede, davacının 01.12.2011 tarihi itibariyle işten ayrıldığını beyan ettiği yazılıdır. Aynı yazı içeriğinde “Hocam ellerinden öperim” şeklinde işverene saygısını gösterir ifadeler de kullanılmıştır. Dinlenen davacı tanığı ..."in çalışması davacıdan daha önce son bulduğu için feshe ilişkin görgüye dayalı bilgisinin olması mümkün değildir. Diğer davacı tanığı, davacının ağabeyi olup, işverenin davacıyı işten çıkarttığını ifade etmiş ise de, tanığın davacıyla yakınlığı nazara alındığında, salt bu beyana dayanılarak sonuca gidilmesi mümkün değildir. Davacı vekili, dosyaya sunulan feshe ilişkin yazılı belgeye karşı, işçi iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürmüş ise de, dosya içeriğine soyut iddia haricinde iradenin fesada uğratıldığını kanıtlar nitelikte delil sunulmamıştır.
Açıklanan delil durumuna göre, davacının istifa yoluyla iş sözleşmesini sona erdirdiği anlaşılmakta olup, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-Taraflar arasındadavacının aylık ücret miktarı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkemece, davacının aylık ücret miktarı net 1.700,00 TL kabul edilmiş ise de, yapılan emsal ücret araştırması yetersizdir. Anılan sebeple, emsal ücret araştırması genişletilerek, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek değişik işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği sorulmalı, neticeye göre dosya kapsamı yeniden değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Sendikalar nezdinde araştırma yapılması halinde, toplu iş sözleşmelerinde düzenlenen ücret miktarlarının emsal ücret kapsamında değerlendirilemeyeceği hususuna dikkat edilmelidir.
4-Taraflar arasında, çözümlenmesi gereken bir diğer uyuşmazlık, davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının hesaplanması noktasındadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ayın üç haftasında haftalık yirmidörtbuçuk saat, ayın bir haftasında ise haftalık yirmi saat fazla çalışma yaptığı ve ayda üç hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacakları hesaplanmış ise de, işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğu da nazara alınarak, tarafların delillerinin ve özellikle taraf tanık beyanlarının birlikte değerlendirilmesinden, davacının haftalık onsekiz saat fazla çalışma yaptığının ve ayda iki hafta tatilinde çalıştığının kabul edilmesi dosya kapsamına uygun düşecektir. Mahkemece, bu yön nazara alınarak fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacakları yeniden hesaplanmalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi