Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/17806
Karar No: 2013/15448
Karar Tarihi: 22.05.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/17806 Esas 2013/15448 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2012/17806 E.  ,  2013/15448 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, maaş alacağı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı grup firmalarında 01.04.2008 tarihinde ağır nakliyat yapılan tırlarda şoför olarak çalışmaya başladığını, maaşları zamanında ve tam olarak ödenmediğinden 03.11.2010 tarihinde verilen göreve, gecikmiş olan maaşının ödenmemesi nedeniyle gidemeyeceğini belirttiğini, maaşını alamaması nedeniyle ekonomik sıkıntı içinde olduğunu belirttiğini, davacının 2.285 TL maaş alacağı bulunduğunu, davalı firma yetkililerinin davacının geçmiş aylara ilişkin maaşını ödemediği gibi, 08.11.2010 tarihli ihtarname ile davacının iş akdini feshettiklerini bildirdiklerini, iş kanununun ücreti ödenmeyen işçinin iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabileceği hükmünü düzenlediğini, maaşını alamayan davacının yasal hakkını kullandığını, maaşının net 1.300 TL olduğunu, düşük prim ödemek için asgari ücretten gösterildiğini, asgari ücreti aşan kısımların üçüncü şahıslarca ödenmiş gibi gösterildiğini, davacıya günlük 25 TL yemek parası ödendiğini, bu duruma ilişkin şirket personeli tarafından onaylanan personel masraf formu bulunduğunu, son çalışma yılına ait yıllık iznin 9 gününün kullandırılmadığını, davacının 08.00-18.00 arası çalıştığını, trafiğe çıktığında varılacak yere ulaşana kadar mesai saati gözetmeksizin çalıştığını, Pazar günleri de çalışıldığını, resmi tatil günlerinde çalışıldığını, dini bayramların ilk 2 gününün tatil olduğunu, diğer günleri çalışıldığını iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, maaş, fazla mesai, hafta tatili, resmi tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalılar vekili, zamanaşımı savunmasında bulunarak, davacının 15.04.2008 tarihinde müvekkili ... Uluslararası Nakliyat Şirketinde şoför olarak çalışmaya başladığını, diğer davalı şirkette hiç çalışmadığını, aylık brüt ücretinin 1.150 TL olduğunu, müvekkili şirkette ücretlerin ait olduğu ayı takip eden ayın yirmisinde ödendiğini, davacının şirketten ayrıldığı tarihte Eylül ayı maaşının bir kısmı ve Ekim ayı maaşının ödenmediğini, Eylül ayı maaşının Ekim ayının yirmisinde, Ekim ayı maaşının ise Kasım ayının 20’sinde ödeneceğini, müvekkili şirketin bir süredir ekonomik kriz yaşadığını, şirketin ciddi oranda zarar ettiğini, zor günlerde işçilerine destek olan şirketin, işçilerinden de aynı iyi niyeti beklediğini, diğer şoförler bu konuda anlayışlı iken, davacının onları işverene karşı kışkırtmaya başladığını, şirketin, uzun süre işe gitmedikleri halde maaşlarını alan şoförleri nihayet Çanakkale’de almış olduğu iş dolayısıyla görevlendirilmesi gerektiğini, ancak davacının görevlendirmeyi kabul etmediği gibi, diğer işçileri de işi kabul etmemesi konusunda kışkırttığını, işverenin kendisini çağırıp konuştuğunu, bu şekilde davranmamasını, işyerinin durumunu, şirketin şoförlere verecek işi olmadığı halde işten çıkarmadığını, maaşlarını ödediğini, işlerin yeni açıldığını ve maaşlarını ödeyebilmek için alınan yeni işlere gitmeleri gerektiğini izah ettiğini, ancak davacının ısrarla işi kabul etmediğini, diğer işçileri de gitmemeleri yönünde örgütlemeye çalıştığını, davacının özellikle diğer şoförleri de işe gitmemeleri için kışkırtması üzerine, kendisine verilen işi yapmadığı gibi, bir de işyeri çalışma barışını bozmaya çalışması sonucu iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, müvekkilinin işçisine işten çıkmadan önceki son iki aylık ücretini ödeyememesindeki temel sebebin, işyerinin ekonomik krizde olması ve işinin olmaması, işçisine maaşını ödeyecek parasının olmaması olduğunu, kaldı ki davacının işi kabul etmediği 03.11.2010 itibariyle iş kanunundaki ücretin ödenme tarihinden itibaren 20 günlük sürenin geçmediğini, Eylül ayı maaşının ise sadece 13 gün geciktiğini, davacının iş akdinin feshinin haklı nedene dayandığını, davacının tüm maaş alacağının maaş hesabına yatırıldığını, davacının fesih tarihi itibariyle kullanmadığı 6 günlük izni kaldığını, izin parasının maaş hesabına yatırıldığını savunarak davanın reddine, aksi halde sehven fazla yatırılan izin ücreti alacağı ile davacının kusuru nedeniyle şirketin ödediği para cezası toplamı olan 1.221,25 TL’nin takas ve mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davalı ... İş Makinaları Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalı ... Uluslararası Nakliyat şirketi aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile; Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacaklarının tahsiline, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil, izin alacağı talebinin reddine, davalının takas isteminin kabulü ile para cezası olarak, 915,25 TL ile fazla ödenen izin ücreti 267,67 TL olmak üzere toplam 1.221,25 TL’nin davacının öncelikle ücret alacağından, yetmediği takdirde ihbar tazminatı alacağından mahsubuna karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Davacı vekilinin süresinden sonra, katılma yoluyla yaptığı, harcı dahi yatırılmayan temyiz talebinin reddine,
    2-Davalılar temyizine gelince;
    a)Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    b)Davalıların süresinde yaptığı takas talebinin kabulü karşısında, önce mahsup işlemi yapılarak hüküm kurulması gerekirken, takas talebinin infazda dikkate alınması sonucunu doğuracak şekilde yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    c)Taraflar arasında davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin miktarında uyuşmazlık vardır.
    Yargılama giderlerinden sayılan ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323 üncü, Avukatlık Kanunu’nun 169 uncu ve Avukatlık Ücret Tarifesinin 1 inci maddelerinde düzenlenen, ancak müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı sıkıya bağlı bulunan avukatlık ücretinin, davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir.
    Zira, haksız davranışta bulunan bir kimsenin, bu haksız davranışının bütün sonuçlarından sorumlu tutulması, hukukun genel kurallarındandır.
    Konuya ilişkin 6100 sayılı Yasanın 329 uncu maddesinin birinci fıkrası bu ilkeye dayanmaktadır.
    Değinilen Yasanın 330 uncu maddesi uyarınca, vekâlet ücretine yönelik hüküm fıkrasının vekil adına değil, vekille temsil edilen taraf lehine kurulması gerekir.
    Kural olarak, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise, vekâlet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir.
    Her iki tarafın kısmen haklı kısmen haksız çıkması durumunda, her iki taraflar ayrı ayrı vekâlet ücretinden sorumlu tutulacak, vekâlet ücreti kabul edilen miktara göre davacı yararına, reddedilen miktara göre ise davalı yararına hüküm altına alınacaktır.
    Vekâlet ücretinin, Adalet Bakanlığı tarafından onaylanarak her yıl Aralık ayında Türkiye Barolar Birliği tarafından yayımlanan Avukatlık Ücret Tarifesine göre belirlenmesi gerekir.
    4667 sayılı Yasanın 77 nci maddesiyle değişik 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde, tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin avukata ait olacağı belirtilmiş, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3 üncü maddesinde de "Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekâlet ücreti ..." biçiminde anılan yasal hükme paralel bir düzenlemeye yer verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, gerek Avukatlık Yasası gerekse Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan düzenlemeler, hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanununun hükümlerini bertaraf edici nitelikte değildir. Aksine, hükmün ve ayrıntısı niteliğindeki yargılama giderlerinin ve yargılama giderlerine dahil bulunan vekâlet ücretinin davanın tarafları hakkında kurulması gerekir. Avukatlık Yasasındaki "vekâlet ücreti avukata aittir" biçimindeki düzenleme, hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kuraldır. Bu yorum ve varılan sonuç aynı maddedeki "bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" biçimindeki kural ile de doğrulanmaktadır.
    Avukatlık (vekâlet) ücreti, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323/1-ç maddesinde açıkça belirtildiği üzere yargılama giderlerindendir. Bu itibarla, diğer yargılama giderleri gibi müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı bir surette bağlı fer’i haklardandır. Fer’i hakların sonuçlandırılması ve karara bağlanması, asıl hakkın sonuçlandırılmasına ve karar verilmesine bağlı olacaktır.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesine göre, hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunludur. Bu nedenle davaların birleştirilmesi durumunda, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekâlet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması gereklidir.
    Hüküm altına alınan miktara göre vekalet ücretinin hesabında karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinin dikkate alınmaması hatalıdır. Hükmedilen miktar 8.855,53 TL olup, bunun % 12’si 1.063 TL’dir.
    F) SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi