9. Hukuk Dairesi 2012/18117 E. , 2013/15454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti ile resmi tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılardan ...İş Makinaları Ticaret Ltd. Şti. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Kılıç tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı grup firmalarında 01.04.2008 tarihinde ağır nakliyat yapılan tırlarda şoför olarak çalışmaya başladığını, sağlık sorunları nedeniyle 20.03.2010 tarihinden 18.06.2010 tarihine kadar hastaneden rapor verildiğini, davacının istirahat süresi dolmadan davalı işveren tarafından 02.06.2010 tarihinde iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, maaşının net 1.150 TL olduğunu, ancak davalı tarafından düşük prim ödenmesi için asgari ücretten gösterildiğini, asgari ücreti aşan kısımların üçüncü şahıslarca ödenmiş gibi gösterildiğini, davacıya günlük 25 TL yemek parası ödendiğini, bu duruma ilişkin şirket personelince onaylanan personel masraf formu bulunduğunu, iddia ederek 1.000 TL kıdem tazminatı, 1.000 TL fazla mesai, 500 TL hafta tatili, resmi tatil ve yıllık izin alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, zamanaşımı savunmasında bulunarak, davacının 14.04.2008 tarihinde müvekkili ...İş Makinaları şirketinde şoför olarak çalışmaya başladığını, diğer şirkette hiç çalışmadığını, aylık brüt ücretinin 750 TL olduğunu, davacının 02.03.2010 tarihinde ücretsiz izne ayrıldığını, işyerine bir daha dönmediğini, 20.03.2010 tarihinde 20.03.2010 ila 18.06.2010 arasında raporlu olduğunu gösteren rapor alarak şirkete gönderdiğini, özel hastaneden alınan rapor gereğince davacının 18.06.2010 tarihinde işbaşı yapması gerektiğini, rapor süresinin bittiği ve davacının işbaşı yapması gereken 18.06.2010 tarihinde işbaşı yapmadığını, personel sorumlusu ve şirket müdürü tarafından arandığını, davacının işbaşı yapmayacağını, işe gelmeyeceğini, istifa ettiğini, istifasına ilişkin dilekçeyi bilahare göndereceğini söylediğini, davacının bu beyanı üzerine 18.06.2010 tarihi itibariyle çıkışının yapıldığını, davacının rapor bitiminde işbaşı yapmayarak ve sonraki günlerde de işe gelmeyerek iş akdini bizzat kendisinin feshettiğini, ihbar sürelerine uymadığını ve müvekkili şirketi zarara uğrattığını, kıdem tazminatı talep edemeyeceğini, imzalı bordrolar incelendiğinde görüleceği üzere davacı fazla mesai yapmış ise ücretinin ödendiğinin sabit olduğunu, kaldı ki işyerinde puantaj cetveli düzenlendiğini, bu cetvelin işçi tarafından imza edildiğini, bütün yıllık izinlerini kullandığını, davacının şirkete 1.050 TL Brüt ihbar tazminatı ödemesi gerektiğini, şirketçe toplam 278,25 TL para cezası ödendiğini ileri sürerek davanın
reddine, mahkemece herhangi bir alacağının varlığına karar verildiği takdirde şirketin davacıdan olan toplam 1.328,25 TL alacağın takas ve mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı ...Uluslararası Nakliyat şirketi aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalı ...İş Makinaları Ticaret şirketi aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline, fazla çalışma ücreti talebinin reddine, davalının takas isteminin kabulü ile para cezası olarak, 278,25 TL’nin davacının öncelikle yıllık izin alacağından mahsubuna, davalının ihbar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davacı vekili ve davalı ...Şirketi vekili temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Davacı vekilinin süresinden sonra, katılma yoluyla yaptığı, harcı dahi yatırılmayan temyiz talebinin reddine,
2-Davalı ...İş Makinaları Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyizine gelince;
a)Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalı ...Ltd. Şti. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
b)Davacı iş akdinin 02.06.2010 tarihinde feshedildiğini iddia etmişse de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve mahkeme kabulünde fesih tarihinin 18.06.2010 olarak alınması sonucu talep aşımı hatalıdır.
c)Davalının süresinde yaptığı takas talebinin kabulü karşısında, önce mahsup işlemi yapılarak hüküm kurulması gerekirken, takas talebinin infazda dikkate alınması sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
d)Taraflar arasında davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin miktarında uyuşmazlık vardır.
Yargılama giderlerinden sayılan ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323 üncü, Avukatlık Kanunu’nun 169 uncu ve Avukatlık Ücret Tarifesinin 1 inci maddelerinde düzenlenen, ancak müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı sıkıya bağlı bulunan avukatlık ücretinin, davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir.
Zira, haksız davranışta bulunan bir kimsenin, bu haksız davranışının bütün sonuçlarından sorumlu tutulması, hukukun genel kurallarındandır.
Konuya ilişkin 6100 sayılı Yasanın 329 uncu maddesinin birinci fıkrası bu ilkeye dayanmaktadır.
Değinilen Yasanın 330 uncu maddesi uyarınca, vekâlet ücretine yönelik hüküm fıkrasının vekil adına değil, vekille temsil edilen taraf lehine kurulması gerekir.
Kural olarak, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise, vekâlet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir.
Her iki tarafın kısmen haklı kısmen haksız çıkması durumunda, her iki taraflar ayrı ayrı vekâlet ücretinden sorumlu tutulacak, vekâlet ücreti kabul edilen miktara göre davacı yararına, reddedilen miktara göre ise davalı yararına hüküm altına alınacaktır.
Vekâlet ücretinin, Adalet Bakanlığı tarafından onaylanarak her yıl Aralık ayında Türkiye Barolar Birliği tarafından yayımlanan Avukatlık Ücret Tarifesine göre belirlenmesi gerekir.
4667 sayılı Yasanın 77 nci maddesiyle değişik 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde, tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin avukata ait olacağı belirtilmiş, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3 üncü maddesinde de "Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekâlet ücreti ..." biçiminde anılan yasal hükme paralel bir düzenlemeye yer verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere,
gerek Avukatlık Yasası gerekse Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan düzenlemeler, hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanununun hükümlerini bertaraf edici nitelikte değildir. Aksine, hükmün ve ayrıntısı niteliğindeki yargılama giderlerinin ve yargılama giderlerine dahil bulunan vekâlet ücretinin davanın tarafları hakkında kurulması gerekir. Avukatlık Yasasındaki "vekâlet ücreti avukata aittir" biçimindeki düzenleme, hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kuraldır. Bu yorum ve varılan sonuç aynı maddedeki "bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" biçimindeki kural ile de doğrulanmaktadır.
Avukatlık (vekâlet) ücreti, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323/1-ç maddesinde açıkça belirtildiği üzere yargılama giderlerindendir. Bu itibarla, diğer yargılama giderleri gibi müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı bir surette bağlı fer’i haklardandır. Fer’i hakların sonuçlandırılması ve karara bağlanması, asıl hakkın sonuçlandırılmasına ve karar verilmesine bağlı olacaktır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesine göre, hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunludur. Bu nedenle davaların birleştirilmesi durumunda, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekâlet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması gereklidir.
Hüküm altına alınan miktara göre vekalet ücretinin hesabında karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinin dikkate alınmaması hatalıdır. Hükmedilen miktar 7.465,22 TL olup, bunun % 12’si olan 895,83 TL’sine hükmedilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.