Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/18119
Karar No: 2013/15456
Karar Tarihi: 22.05.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/18119 Esas 2013/15456 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2012/18119 E.  ,  2013/15456 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, maaş ile aile yardımı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davacı ve davalılardan ... İş Makinaları Ticaret Ltd. Şti. avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı grup firmalarında 07.01.2009 tarihinde tır şoförü olarak çalışmaya başladığını, maaşları zamanında ve tam olarak ödenmediğinden 21.02.2011 tarihinde işten ayrıldığını, net maaşının 1.250 TL olduğunu, ancak davalı tarafından düşük prim ödenmesi için asgari ücretten gösterildiğini, asgari ücreti aşan kısımların üçüncü şahıslar tarafından ödenmiş gibi gösterildiğini, davacıya günlük 25,00 TL yemek parası ödendiğini, buna ilişkin personel masraf formu bulunduğunu, davacının 08.00-18.00 arasında çalıştığını, trafiğe çıktığında varılacak yere ulaşana kadar mesai saati gözetmeksizin çalıştığını, işyerinde genelde Pazar günleri de çalışıldığını, resmi tatil günlerinde çalışıldığını, dini bayramların ilk 2 gününün tatil olduğunu, diğer günleri çalışıldığını iddia ederek kıdem tazminatı, maaş, fazla mesai, hafta tatili, dini ve resmi bayram ve aile yardımı alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalılar vekili, zamanaşımı savunmasında bulunarak, davacının 16.01.2009 tarihinde müvekkili ... İş Makinaları Limited Şirketinde şoför olarak çalışmaya başladığını, diğer şirkette hiç çalışmadığını, ücretinin brüt 1.100 TL olduğunu, bordrolardan anlaşılacağı üzere davacıya asgari ücret değil, brüt 1.100 TL maaş ödendiğini, şirkete dışarıdan yemek hizmeti alındığını, işçilere ayrıca yemek ücreti ödenmediğini, ancak yola çıkmış ve dışarıda yemek yemişlerse yaptıkları yemek gideri karşılığının ödendiğini, müvekkili şirkette ücretlerin ait olduğu ayı takip eden ayın 15 ile 20’si arasında ödendiğini, imzalanan sözleşmenin ücretin ödenmesi başlıklı 14. maddesinde de işçinin tahakkuk eden ücretinin takip eden ayın 15 gününe kadar ödeneceğinin yazdığını, davacının işten ayrıldığı yönünde ihtarname keşide ettiği 21.02.2011 itibariyle İş Kanunundaki Ocak 2011 maaşı açısından ücretin ödeme tarihinden itibaren 20 günlük sürenin geçmediğini, davacının iddiası ve istifa gerekçesi dikkate alındığında Kasım ve Aralık 2010 maaşı açısından Kanunun 26 maddesindeki 6 iş günlük süreden sonra feshin gerçekleştirildiğinin görüleceğini, müvekkilinin işçisine işten çıkmadan önceki tahakkuk etmiş Aralık 2010, Ocak 2011 maaşını ödeyememesindeki temel sebebin işyerinin ekonomik krizde olması ve işinin olmaması, işçisine maaşını ödeyecek parasının olmaması olduğunu, şirketin bir süredir ekonomik kriz yaşadığını, ciddi oranda zarar ettiğini, şirket yetkililerinin davacı ve diğer şoförlere işyerinin durumunu ve şirketin şoförlere verecek işi olmadığı halde işten çıkarmadığını, maaşlarını ödediğini, işlerin yeni açıldığını ve maaşlarını ödeyebilmek için alınan yeni işlere gitmeleri gerektiğini izah ettiğini, ancak davacı ve birlikte hareket ettiği bir kısım şoförün işe gitmediğini, sonra da işyerinden herhangi bir bilgi vermeden ayrıldığını, sonrasında da istifa dilekçesi gönderdiğini, davacının feshinin haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, davacının şirketten herhangi bir maaş alacağı bulunmadığını, davacının istifa etmek suretiyle ihbar önellerine uymadan iş akdini feshettiğini ileri sürerek, davanın reddine, mahkemece davacının şirketten herhangi bir alacağının varlığına karar verildiği takdirde 2.000 TL aşacağın takas ve mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davalı Sarılar Uluslararası Nakliyat Limited Şirketi aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile kıdem tazminatı alacağının tahsiline, ücret, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil izin alacağı taleplerinin reddine, davalının ihbar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Davacı vekilinin süresinden sonra, katılma yoluyla yaptığı, harcı dahi yatırılmayan temyiz talebinin reddine,
    2-Davalı temyizine gelince;
    a)Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    b)Taraflar arasında davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin miktarında uyuşmazlık vardır.
    Yargılama giderlerinden sayılan ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323 üncü, Avukatlık Kanunu’nun 169 uncu ve Avukatlık Ücret Tarifesinin 1 inci maddelerinde düzenlenen, ancak müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı sıkıya bağlı bulunan avukatlık ücretinin, davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir.
    Zira, haksız davranışta bulunan bir kimsenin, bu haksız davranışının bütün sonuçlarından sorumlu tutulması, hukukun genel kurallarındandır.
    Konuya ilişkin 6100 sayılı Yasanın 329 uncu maddesinin birinci fıkrası bu ilkeye dayanmaktadır.
    Değinilen Yasanın 330 uncu maddesi uyarınca, vekâlet ücretine yönelik hüküm fıkrasının vekil adına değil, vekille temsil edilen taraf lehine kurulması gerekir.
    Kural olarak, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise, vekâlet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir.
    Her iki tarafın kısmen haklı kısmen haksız çıkması durumunda, her iki taraflar ayrı ayrı vekâlet ücretinden sorumlu tutulacak, vekâlet ücreti kabul edilen miktara göre davacı yararına, reddedilen miktara göre ise davalı yararına hüküm altına alınacaktır.
    Vekâlet ücretinin, Adalet Bakanlığı tarafından onaylanarak her yıl Aralık ayında Türkiye Barolar Birliği tarafından yayımlanan Avukatlık Ücret Tarifesine göre belirlenmesi gerekir.
    4667 sayılı Yasanın 77 nci maddesiyle değişik 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde, tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin avukata ait olacağı belirtilmiş, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3 üncü maddesinde de "Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekâlet ücreti ..." biçiminde
    anılan yasal hükme paralel bir düzenlemeye yer verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, gerek Avukatlık Yasası gerekse Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan düzenlemeler, hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanununun hükümlerini bertaraf edici nitelikte değildir. Aksine, hükmün ve ayrıntısı niteliğindeki yargılama giderlerinin ve yargılama giderlerine dahil bulunan vekâlet ücretinin davanın tarafları hakkında kurulması gerekir. Avukatlık Yasasındaki "vekâlet ücreti avukata aittir" biçimindeki düzenleme, hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kuraldır. Bu yorum ve varılan sonuç aynı maddedeki "bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" biçimindeki kural ile de doğrulanmaktadır.
    Avukatlık (vekâlet) ücreti, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323/1-ç maddesinde açıkça belirtildiği üzere yargılama giderlerindendir. Bu itibarla, diğer yargılama giderleri gibi müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı bir surette bağlı fer’i haklardandır. Fer’i hakların sonuçlandırılması ve karara bağlanması, asıl hakkın sonuçlandırılmasına ve karar verilmesine bağlı olacaktır.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesine göre, hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunludur. Bu nedenle davaların birleştirilmesi durumunda, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekâlet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması gereklidir.
    Somut olayda davacı lehine hüküm altına alınan işçilik alacağı toplamı 4.158,05 TL olup, hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti miktarı 499 TL iken, mahkemece kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 1.200 TL vekalet ücreti hükmedilmesi hatalı olup bozma nedeni ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 Sayılı HMK’nun geçici 3/1 maddesi yollaması ile HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    F) Sonuç:
    Hüküm fıkrasının 6 numaralı bendinde yer alan;
    “6-A.A.Ü.T. gereğince, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 1.200 TL vekalet ücretinin davalı ... İş Makinaları Ticaret Ltd Şti.den alınarak davacıya verilmesine,” cümlesi çıkarılarak yerine,
    “6-A.A.Ü.T. gereğince, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 499 TL vekalet ücretinin davalı ... İş Makinaları Ticaret Ltd Şti.den alınarak davacıya verilmesine,” yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin 24.30 TL.sinin davacıya arta kalanın davalılardan ...ne yükletilmesine, 22.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi