22. Hukuk Dairesi 2014/17191 E. , 2015/29550 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının, Sağlık Bakanlığına ait ... Devlet Hastanesinde 01.01.1998-29.03.2013 tarihleri arasında temizlik işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle feshettiğini, davalılar arasında ası-alt işveren ilişkisi olduğunu, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ve yıllık ücretli izin alacağının faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı ... vekili, husumet itirazında bulunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı şirkete, dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya cevap vermediği, duruşmalara katılmadığı anlaşıldı.
Mahkemece, dosya içeriği ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içinde davalı Bakanlık vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçilik alacaklarının ıslah dilekçesi ile talep edilen kısmının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı, yıllık izin ücretine uygulanan faiz türünün ve kıdem tazminatına uygulanan faiz başlangıcının doğru olup olmadığı ve davalı Bakanlığın harç giderlerinden sorumlu tutulmasının yerinde olup olmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
3-Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkar olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
4857 sayılı İş Kanunu"ndan daha önce yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nda ücret alacaklarıyla ilgi olarak özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediği halde, 4857 sayılı Kanun"un 32/8 maddesinde işçi ücretinin 5 yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacaklarının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 126/1 maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabi olacağı tartışmasız öğreti ve uygulama tarafından kabul edilmiştir. İşverence işçiye fazladan ödenen ücret ve ücret eklerinin geri alınmasında da uyuşmazlığın temelinde sözleşme ilişkisi olmakla zamanaşımı süresi 5 yıl olarak uygulanmalıdır. Kısmi bir dava açılması halinde alacağın yalnız o kısmı için zamanaşımı kesilir. Dava dışı kalan bölümü hakkında, zamanaşımı işlemeye devam eder.
Somut olayda, davacının taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırarak ıslah ettiği, davalı kurumun ıslah dilekçesine karşı süresi içinde zamanaşımı definde bulunduğu, hükme esas alman bilirkişi raporunda zamanaşımının dava tarihine göre dikkate alındığı, ıslah tarihine göre zamanaşımı değerlendirmesi yapılmadığı anlaşılmış olup, davalının ıslah dilekçesine karşı yaptığı zamanaşımıdefi dikkate alınarak, alacakların yeniden hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
4-Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve 4857 sayılı Kanun"un 34. maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir. O halde, izin ücreti için uygulanması gereken faiz, kanuni faiz olmalıdır.
Mahkemece. yıllık izin ücreti alacağına kanuni faiz yerine en yüksek mevduat faizine hükmedilmesi yanlış olmuştur.
Öte yandan. dosyaya, yıllık izin kullanımına dair davacının imzası bulunan izin formları sunulmuştur. Davacıya, bu belgelerdeki imzası sorularak, gerektiğinde imza yönünden bilirkişi incelemesi yapılarak, imzaların davacıya ait olduğunun tesbiti halinde, bu sürelerin yıllık izin süresinden mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
5-Mülga 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinde, işçinin iş sözleşmesini bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumundan yaşlılık aylığı almak amacıyla feshetmesi durumunda, kıdem tazminatına hak kazanacağı öngörülmüş ve yine aynı maddede, iş sözleşmesinin bu amaçla feshinden söz edilebilmesijiçin ; sözleşmeyi işçinin feshetmiş olması, feshin emekli (yaşlılık) aylığı almak amacıyla yapılmış olması ve işçinin sosyal güvenlik kurumuna başvurduğunu ve aylığı hak kazandığım belgelemesi gerektiği belirtilmiştir. İşçinin, iş sözleşçıesini yaşlılık aylığı almak amacıyla feshinde, kıdem tazminatı hakkının dogması için fesih tarihinde yaşlılık aylığına hak kazanma şartlarının gerçekleşmiş olması yeterlidir. Kanunda ön görülen belgeleme şartına uyulmamış olması kıdem tazminatı hakkının doğmasını engellemez. Belgeleme şartına uyulmaması hali sadece kıdem tazminatının gecikme faizinin fesih tarihinden değil dava tarihinden başlatılması sonucunu meydana getirir. Başka bir anlatımla bu yön iş verenin kıdem tazminatı borcu bakımında hangi tarihte temerrüde düştüğünün tespitinde belirleyici olur.
Somut olayda, davacının, iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle feshettiğine dair işverene verdiğini ileri sürdüğü belge dosya içerisinde bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının bu belgeyi işverene verip vermediği araştırılarak, kıdem tazminatına uygulanan faizin işletilme tarihinin. belgeyi işverene vermişse şimdiki gibi, vermemişse dava tarihinden itibaren işletilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
6-492 sayılı Harçlar Kanunun 13/j bendinde Genel bütçeye dahil idarelerin yargı harçlarından muaf olacağı düzenlenmiştir.
Mahkemece, davalı ... Bakanlığının harçtan muaf olduğu gözetilmeden, başvurma ve ıslah harcından harçtan sorumlu tutulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 22.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.