22. Hukuk Dairesi 2015/15546 E. , 2015/29777 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/03/2015
NUMARASI : 2013/173-2015/168
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, fazla mesai ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi, yıllık izinlerinin kullandırılmaması sebebi ile iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının fesih konusundaki iddialarının doğru olmadığını, fazla mesai ve genel tatil ücretlerinin bordrolarda gösterilerek karşılığının ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporları doğrultusunda kıdem tazminatı talebinin kabulüne, diğer isteklerin ise reddine karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki ilk sorun davacının aylık ücretinin miktarı konusundadır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir.
Somut olayda, davacı fesih tarihinde net 1.054,00 TL ücretle çalıştığını beyan ederken, imzalı ücret bordrolarında davacının temel ücretinin asgari ücret olduğu belirtilmiştir. Mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilen ücret miktarı da gözetilerek, iddia edildiği gibi net 1.054,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilmiştir. Ancak gerek Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilen ücretin içerisinde temel ücrete ilaveten imzalı bordrolarla ödenen fazla mesai ücretinin de yer alması, gerekse davacı şahitlerinin davacının 850,00-900,00 TL ücret aldığı yönündeki beyanları ile bunu destekleyen davalı şahitlerinin anlatımları birlikte değerlendirildiğinde, davacının fesih tarihinde aylık net 900,00 TL ücretle çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu husus gözetilmeden sonuca gidilmesi hatalıdır.
3-Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık davacının fazla mesai ve genel tatil ücreti ile kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusundadır.
Davacı fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının hiç ödenmemesi sebebi ile iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini beyan etmiştir. Mahkemece ihtirazi kayıtsız imzalanan ücret bordrolarına göre, davacının fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının ödendiği, ancak aslında bordroların gerçeği yansıtmadığı, davacının fazla mesai ve genel tatil alacağı bulunduğu belirtildikten sonra, yargılama sırasında alınan iki ayrı bilirkişi raporu içeriği gözetilerek anılan isteklerin reddine karar verilmiştir. On yıldan fazla çalışması bulunan davacının istifasını gerektiren bir sebep ve işveren tarafından haklı fesih sebebi ileri sürülmediğinden kıdem tazminatı alacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosya içeriğine göre, davalı işyerinde fazla mesai yapıldığı olgusu, imzalı ücret bordroları, ....raporu ve bunu destekleyen şahit anlatımları ile tartışmasızdır. Davacı ve özellikle davalı şahitlerinin beyanlarına göre, davacının 08:00-08:00 arası yirmidört saat çalışıp, 08:00-08:00 arası yirmidört saat dinlendikten sonra 08:00-18:00 arası çalışma ve ondört saat dinlendikten sonra tekrar 08: 00 da başlayarak yirmidört saat çalışıp yirmidört saat dinlenme şeklinde gerçekleştiği görülmektedir.Dosya kapsamına göre bu çalışma sisteminin sabit olması karşısında davacıdan ne kadar fazla mesai yaptığı konusunda yazılı delil ibraz etmesini beklemek doğru olmayacaktır. Bu durumda Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, bir işçinin günde en fazla fiilen 14 saat çalışabileceği ve günlük onbir saati aşan çalışmanın fazla mesai olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, ayrıca 08:00-18:00 arası çalışılan günlerde kanuni ara dinlenme süreleri düşülerek davacının haftalık ve ardından aylık fazla çalışma süreleri denetime elverişli bilirkişi raporu ile belirlenmelidir. Yukarıda kabul edilen aylık ücret miktarı da gözetilerek dönemsel ücretlere göre fazla çalışma ücreti hesaplanmalıdır. Ardından ihtirazi kayıtsız imzalanan ücret bordroları ile davacıya yapılan fazla mesai ücreti ödemeleri mahsup edilerek ödenmeyen fazla çalışma ücreti alacağı bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Ayrıca davacının bordrolarda gösterilen genel tatil çalışmaları kabul edilen gerçek ücretine göre dönemsel olarak hesaplanmalı ve imzalı bordrolarla ödenen miktarlar mahsup edilmelidir.
Tüm bu incelemelerden sonra davacının ödenmeyen fazla mesai ve genel tatil ücreti alacağı bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve davacı açısından iş sözleşmesini haklı fesih koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek kıdem tazminatı talebi hakkında bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Kabule görede, davacının çalışma süresine ilişkin 26.11.2014 tarihli bilirkişi raporuna itibar edildiğinin açıklanmasına rağmen mahkemece diğer rapor içeriğindeki hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulması da isabetsizdir.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.11.2015 günü oybirliği ile karar verildi.