21. Hukuk Dairesi 2016/10514 E. , 2018/5179 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl ve birleşen dava bakımından; Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının Kasım 2006-Aralık 2012 arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 22/05/2012-13/12/2012 tarihleri arasında davalı ..."e ait işyerinden hizmet bildirimlerinin yapıldığı, bunun dışında dava konusu dönem içerisinde yapılmış olan herhangi bir hizmet bildiriminin bulunmadığı, davalı ..."e ait işyerinin 10/04/2012 tarihinde ve davalı şirkete ait işyerinin 12/05/2007 tarihinde kanun kapsamına alındığı, bu iki işyerinin adreslerinin aynı olduğu ve ..."in davalı şirketin kurucu ortaklarından olduğu, ..."in şirketin şube işyeri olduğu anlaşılan davalı işyerine şube müdürü olarak atandığı, bu bakımdan davalılar arasında organik bağ bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının 22/05/2012-13/12/2012 tarihleri arasında davalı ..."e ait işyerinde geçen çalışmalarının Kuruma tam olarak bildirildiği, bu nedenle söz konusu tarihler arasında geçen çalışmaları bakımından tespiti gereken eksik günlerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, 12/05/2007-21/05/2012 tarihleri arasındaki çalışmaları bakımından işyerinde yapılan çalışmanın mevsimlik olup olmadığı hususunda tanık beyanları arasında çelişkiler bulunduğundan bu yönden yeterince araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davalı işyerinin dava konusu döneme ait dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak ve dinlenen tanıkların hizmet döküm cetvellerini Kurumdan getirtmek, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle söz konusu işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek, işyerinin kapsam ve kapasitesi konusunda araştırma yapıp davalı işyerinde yapılan işin sürekli mi yoksa mevsimlik mi olduğu hususunu belirlemek, 22/05/2012-13/12/2012 tarihleri arasında davalı ..."e ait işyerinde geçen çalışmalarının Kuruma tam olarak bildirildiğini göz önünde bulundurmak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... ile Sedir-Güler Fidancılık Tar.Teks.Tur.San.Tic Ltd.Şti."ne iadesine, 31/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.