4. Hukuk Dairesi 2016/12108 E. , 2018/6925 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... Yay. Rek. Dağ. Paz. Mat. Tic. Ltd. Şti. aleyhine 11/03/2015 gününde verilen dilekçe ile basın ve yayın yolu ile kişilik haklarının ihlali nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava; basın yolu ile kişilik haklarının ihlali nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkilinin ... Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğretim üyesi olduğunu ve dersler verdiğini, bu derslerden birisinin ... dersi olduğunu, anılan dersin kapsamında ... "nin yakın siyasi tarihi ve Kürt hareketinin ortaya çıkışı gibi konuların işlendiğini, bu durumun davalı ... Gazetesinin 20/01/2015 tarihli nüshasına konu edildiğini ve ""PKK Siyasal"da Ders Konusu Oldu"" başlıklı haber yapıldığını, haber içeriğinde müvekkilinin üniversitede örgüt propagandası yaptığı ve öğrenciler üzerinde baskı kurduğu belirtilerek kişilik haklarına zarar verildiğinden bahisle oluşan manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili; dava konusu edilen haberin başka basın ve yayın kurumlarında da haber yapıldığını ve basın özgürlüğü kapsamında değerledirilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; dava konusu edilen haberde, davacının ... Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde okuttuğu ders nedeni ile terör örgütü propagandası yaptığı belirtilerek kişilik haklarının saldırıya uğradığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın; olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda,basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Davaya konu yayın bir bütün olarak değerlendirildiğinde; görünür gerçeğe uygun ve güncel olduğu, özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı, söz konusu yayında davacının öğretim üyesi sıfatı ile üniversitedeki çalışmalarına yönelik eleştirel ifadeler kullanıldığı, hukuka uygun bulunduğu ve davacının kişilik haklarına saldırı amacı taşımadığı anlaşıldığından davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Verilen kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/11/2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 13/11/2018