20. Hukuk Dairesi 2019/823 E. , 2019/6702 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve birleştirilen dosya davacısı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2007 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında ... köyü 180 ada 321 parsel sayılı 16.742,31 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle zeytinli tarla niteliğiyle ... mirasçıları davacı ... ile davalı gerçek kişiler adına elbirliği mülkiyeti ile tesbit edilmiştir.
Davacı taşınmazın 1967"den beri zilyedi olduğunu, taşınmazı ... adlı kişiden satın aldığı halde, murisi adına tespit edildiğini ileri sürerek tespitin iptalini talep etmiş, ... ise satın almaya dayanarak davaya müdahil olmuştur.
Birleşen dosyada davacı Hazine taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, ayrıca iktisap için gerekli zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davacıların ve müdahilin davasının reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm davacı ... ve birleştirilen dosya davacısı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Kanun uyarınca 1941 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 07/06/2002 tarihinde ilân edilerek kesinleşen evvelce sınırlandırılması yapılmamış ormanların kadastrosu ile bu ormanlarla evvelce sınırlandırılması yapılmış ormanlarda 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. 28/02/2008 tarihinde ise 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddesi uyarınca fenni hataların düzeltilmesi işlemi ilan edilerek kesinleşmiştir.
1) Davacının temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, davacının ileri sürdüğü iddiasını ispat edemediği ve dava konusu parselin davacı ve davalıların murisi ... (...) ..."den mirasçılarına intikal eden yerlerden olduğunun anlaşılmasına göre davacının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davalı Hazinenin temyiz itirazları yönünden ise: dosya kapsamından yörede 3116 sayılı Kanun gereğince 1941 yapılıp kesinleşen tahdit çalışması sırasında dava konusu 180 ada 321 sayılı parselin (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin tahdidin dışında bırakıldığı, (C) harfli bölümünün ise tahdit içinde kaldığı, 2002 yılında orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B çalışması yapıldığı bu çalışma sırasında ayrıca 3753 sayılı Kanun hükümlerine göre tapuya tescili yapılmış ve ormanla müşterek sınırı olan zeytinlik parsellerinin arazide aplikasyonu ve 2/B çalışmasının ikmal edildiği, bu çalışmada çekişmeli taşınmazın (B) ve (C) harfleri ile
gösterilen bölümlerinin ... Ödegelen"e ait ve komşu 180 ada 287 sayılı parsele uygulanan 17.9.1952 tarih ve 11 sıra nolu 14.980 m² yüzölçümlü 208 nolu zeytincilik tapusu içinde kaldığının tespit edildiği ve taşınmazın tamamının tahdit dışında bırakıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmişse de, verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; mahkemece yapılan inceleme ve araştırma sonucu, hükme dayanak yapılan ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın eğiminin %15-30 arasında olup, taşlık kayalık yapısından dolayı tarıma uygun olmadığı, taşınmazın genelinde 50-60 yaşlarında aşılı zeytin ağaçları bulunduğu, (A) harfli bölümünün dik ve kayalık yapıda olduğu ve yoğun kayalık yapı sebebiyle zeytin ağaçlarının küçük habitüslü ve düşük verimli oldukları ancak bölgede yer alan zeytinlik alanlarının genelde taşlık kayalık yapıda oldukları, taşınmaz bir bütün halinde düşünüldüğünde zeytinlik vasfında olup özel mülkiyete konu yerlerden olduğu belirtilmişse de, (A) harfli bölümünün zeytincilik tapusu kapsamında bulunmadığı, eğiminin % 12"den fazla olması nedeniyle taşınmazın öncesinin 6831 sayılı Kanunun 1. maddesinin J fıkrasının karşıt kavramından orman sayılan yerlerden olduğu, (A) harfli bölümü üzerinde köklü kayalıklar ve maki türleri bulunduğu, taşınmazın üzerinde belirgin bir imar ve ihya çalışmasının yapılmadığı ve doğal hali ile bulunduğu, içindeki taşlık ve kayalık alanların temizlenmediği, bu haliyle 3402 sayılı Kanunun 17. maddesi anlamında imar ve ihyanın tamamlandığından ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği, TMK"nın 715/2. ve 3402 sayılı Kanunun 16/C maddeleri gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altında kayalık olup, tescile, sınırlandırmaya ve hiç bir şekilde özel mülkiyete konu olamayacak taşınmaz hakkında imar ve ihyasının dahi tamamlanmadığı düşünülerek (A) harfli bölümü yönünden Hazinenin davasının kabulüne, zeytincilik tapusu içinde kaldığı anlaşılan taşınmazın (B) ve (C) harfli bölümleri yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 19/11/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.