14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.05.2016 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 28.11.2017 tarihli hükmün ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davacı ... vekili tarafından talep edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 06.11.2018 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekilleri Av. ... ve Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Tayin olunan 06.11.2018 günü mürafaa icrasından sonra dosyada görülen eksiklik nedeniyle evrak mahalline iade edilmiştir. Anılan eksikliğin giderilmesinden sonra dosya tekrar Dairemize gönderilmiş olmakla içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı, 108 ada 21 ve 23 numaralı parsellerde kayıtlı taşınmazlarda paydaş olup, bu parsellerde 1/2 pay sahibi olan ... Yol Yapı İnşaat Taahhüt Madencilik A.Ş"nin bu paylarını 08/05/2014 tarihinde her bir payın 75.000,00 TL"den olmak üzere toplam iki parseldeki paylarını 150.000,00 TL"ye davalıya sattığını ileri sürerek, önalım hakkına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiştir.
Davalı hak düşürücü süreden ve esastan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazlarda eylemli kullanım biçimi oluştuğu, davacının önalım hakkını ileri sürmesinin iyiniyetli olmadığı ve dürüstlük kuralı ile de bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir.
Hükmü davacı vekili, duruşmalı olarak temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK"nin 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olayda; mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu taşınmazların birlikte bütün olarak kiralandığı ve kira bedelinin paydaşlar arası bölüşüldüğü, tarafların kullandığı belirli yer bulunmadığı bu nedenle eylemli paylaşımdan söz edilmeyeceği anlaşıldığından davanın kabulü gerekir iken yazılı gerekçelerle reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 04.04.2018 tarih, 2018/331 Esas - 347 sayılı Kararının KALDIRILMASINA, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.11.2017 tarih, 2016/171 Esas - 2017/406 sayılı Kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcını yatırana iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine, duruşmanın yapıldığı 06.11.2018 tarih itibariyle 1.630,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 20.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.