Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/6114
Karar No: 2019/7827

Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2018/6114 Esas 2019/7827 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Sanık, aracı park etme bahanesiyle mağdurun aracından indirip, suça konu araçla olay yerinden uzaklaştığı gerekçesiyle hırsızlık suçundan mahkum edilmiş ve temyiz edilmiştir. Hüküm temyiz incelemesi sonrasında usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Ancak, zorunlu müdafiye ödenen ücretin yargılama gideri olarak sanığa yükletilemeyeceği, baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin sanıktan alınamayacağı, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığı belirtilmiştir. Ayrıca, mahkemece belirlenen yargılama giderlerinin, sanığa yükletilebilmesi için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 106. maddesi gereğince terkin edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararın sonunda, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Yasa'nın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağına dikkat çekilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCK’nun 142/2-d maddesi (hırsızlık suçu)
- 5320 sayılı Yasa\"nın 13. maddesi (Ceza Muhakemes
17. Ceza Dairesi         2018/6114 E.  ,  2019/7827 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
    Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
    Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
    Somut olayda ise, sanığın, aracı park etme bahanesiyle katılanı araçtan indirip suça konu araçla olay yerinden uzaklaştığı anlaşılmakla; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2012/13–194 Esas, 2012/243 Karar sayılı ilamı da göz önüne alındığında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 142/2-d maddesinde düzenlenen suça uyduğuna ilişkin mahkemenin kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından; eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğundan bahisle hükmün bozulması istemini içeren tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
    5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Yasa"nın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağının anlaşılması karşısında; sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamda birden fazla mahkumiyetin bulunduğu ve bu hükümlülüklerden en ağırının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi, infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma sebebi yapılmamıştır.
    Dosya kapsamına göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1-T.C. Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasa"nın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilmesi,
    2-Zorunlu müdafiye ödenen ücretin yargılama gideri olarak sanığa yükletilemeyeceğinin anlaşılması karşısında, geriye kalan yargılama giderinin, 6352 sayılı Yasa"nın 100. maddesi ile CMK"nun 324. maddesinin 4. fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğu ve bu nedenle sanığa yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    3-T.C. Anayasa Mahkemesinin, 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; hüküm fıkrasından TCK"nun 53. maddenin uygulanmasına yönelik bölümün çıkartılması ile yerine "TCK"nun 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" cümlesinin eklenmesi; ayrıca hüküm fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin kısım çıkartılarak yerine "Yargılama giderlerinin Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASI, 21/05/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi