3. Hukuk Dairesi 2020/3228 E. , 2020/4552 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi19. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının davacı vekilince murafaa talepli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Murafaa için belirlenen günde duruşmalı temyiz eden davacı vekili avukat ...geldi. Davalı taraftan gelen olmadı. Hazır olan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra kararın açıklanması başka güne bırakıldı. Yapılan incelemede temyiz dilekçesinin süresinde verildiğinin anlaşılması üzerine, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, adına vekaleten gayrimenkul satın alacağı vaadi ile davalının kendisinden düzenleme şeklinde vekaletname ve taşınmaz alım bedeli olarak 186.655,00 TL aldığını, davalının aldığı bedele karşılık olarak sadece ...,... parsel sayılı taşınmazı tescil ettirdiğini, bu taşınmazın bedelinin 14.500,00 TL olduğunu, adına başka herhangi bir taşınmaz satın alınmadığı gibi taşınmaz alım bedeli olarak davalı uhdesinde bulunan 172.155,00 TL bedeli de ödemediğini, davalıya İstanbul 17. Noterliği aracılığı ile ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davacı adına iki taşınmaz alındığını, gönderilen paraların her iki taşınmazın ödemelerinde kullanıldığını, herhangi bir borcunun kalmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesinde, davanın kısmen kabulü ile, 35.016,06 TL asıl alacak miktarı yönünden Gaziosmanpaşa 3. İcra Müdürlüğünün 2012/9093 Esas sayılı dosyasına davalının itirazının iptaline, fazla istemin reddine, davacının icra inkar tazminat talebinin reddine, karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, “…..mahkemece iş bankasından havale yoluyla gönderilen paralara ilişkin dekontlar incelenmiş, Davaya konu edilen Başiskele ve Bağırganlıdaki taşınmazların satış tarihi itibariyle değerleri tespit edilmiş, hesap bilirkişisinden rapor alınmış, raporda banka üzerinden 145.000,00 TL iki adet çekten 1.200,00 TL ve 1.500,00 TL olmak üzere toplam 147.700,00 TL"nin davalıya aktarıldığı tespit edilmiş, mahkemece bilirkişinin raporundan ayrılarak çek yoluyla yapılan ödemenin 9.016,06 TL olduğu değerlendirilerek davacı tarafından davalıya 164.016,06 TL ödeme yapıldığı kabul edilmiştir.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
Dosya kapsamından havale yoluyla gönderilen paraların tarihleri dosyaya ibraz edilen satış sözleşmesi bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde davalının her iki taşınmazı davacı adına satın aldığı taşınmaz satış bedellerinin davacı tarafından gönderilen paradan karşılandığı ancak Bağırganlıdaki taşınmazla ilgili davacının satıcıya 30/12/2010 tarihinde 16.625,00 TL, 27/08/2010 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere kendisinin ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin gerekçesinde açıkça belirttiği gibi davacı tarafından davalıya yapılan ödemeler ve taşınmazların satın alınmasına ilişkin davalının yaptığı ödemeler birlikte değerlendirildiğinde davalıda 35.016,06 TL paranın kaldığı ve bunu iade etmesi gerektiği yönündeki karar yerindedir. Her ne kadar davacı, Başiskeledeki taşınmazla ilgili tapu kaydında satış değerinin 14.500,00 TL olduğu ve bunun üzerinden değerlendirme yapılması gerektiğini istinaf dilekçesinde iddia etmekte ise de talimatla alınan bilirkişi raporunda satış tarihindeki tespit edilen değer ile aradaki fark tapudaki değerin gerçek değer olmadığını, taraflarca düşük belirtildiğini göstermektedir…..” gerekçesiyle her iki tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, şeklinde hüküm kurulmuş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı, davalı tarafa kendisi adına taşınmaz alımı için verdiği paranın bir kısmının davalı uhdesinde kaldığını ileri sürerek alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı gönderilen paraların iki adet taşınmazın satın alınması için kullanıldığını, bakiyesinin davacıya iade edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı tarafından ibraz edilen 23.08.2010 tarihli Alım-Satım ve Komisyon anlaşmanın incelenmesinde; satıcı, alıcı ve komisyoncu tarafından imzalandığı, alıcı olarak ...ve ...’nun isim ve imzalarının yer aldığı anlaşılmıştır. Mahkemece dosyaya ibraz edilen 23/08/2010 tarihli alım-satım ve komisyon anlaşmasından davalının Kandıradaki taşınmazın alımına da aracılık ettiğinin sabit olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de; sözkonusu alım-satış ve komisyon anlaşmasında davacının isim ve imzasının olmadığı, davalının vekil olarak haraket ettiğine ilişkin bir ibarenin yer almadığı, davacı tarafında böyle bir belgeyi kabul etmediği sabit olduğuna göre, 23/08/2010 tarihli sözleşme ile davacının bağlı olmadığı ve böyle bir belgeye dayanılarak hüküm kurulamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2.bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesinin kararının BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 44,40 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 22/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.