9. Hukuk Dairesi 2011/14863 E. , 2013/16338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı dava dilekçesinde; 10.07.2006 - 16.11.2009 tarihleri arasında davalı işverenlikte çalıştığını, davalı yan tarafından iş akdine haksız ve nedensiz olarak son verildiğini, sabah 08.00 akşam 19.00 saatleri arasında çalıştığını, ücretinin ve fazla çalışma ücretinin ödenmediğini iddia ederek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili işyerinde 28.08.2006 tarihinde işe girdiğini, 23.11.2009 tarihinde yapmakla ödevli olduğunu görevi kendisine hatırlatılarak görev verildiğini ancak davacının bu görevi ısrarla reddetmesi ve burada çalışamayacağım şeklindeki beyanı üzerine 24.11.2009 tarihinde haklı olarak iş akdine son verildiğini, tazminat talebinin yersiz olmasıyla birlikte fazla mesai alacağı bulunmadığını beyanla haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçiye, işyerinde çalıştığı sırada verilen ara dinlenmesinin süresi ve buna bağlı olarak da fazla çalışma süresinin hesabı, fazla çalışma alacağına hak kazanılıp kazanılmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az on beş dakika, dört saatten fazla ve yedi buçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedi buçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedi buçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi on bir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedi buçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok on bir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde on bir saate kadar olan (on bir saat dâhil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, on bir saatten fazla çalışmalarda ise en az bir buçuk saat olarak verilmelidir.
İşçi, ara dinlenme saatinde tamamen serbesttir. Bu süreyi işyeri içinde ya da dışında geçirebilir. İşyerinde geçirmesi ve bu süre içinde çalışmaya devam etmesi durumunda ara dinlenmesi verilmemiş sayılır. Ancak işçi işyerinde kalsa bile, ara dinlenmesi süresini serbestçe kullanabilir, bu süre içinde çalışmaya zorlanamaz.
Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması halinde ise, zamlı ücret ödenmelidir.
Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dâhilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir (Yargıtay 9.HD. 17.11.2008 gün 2007/35281 E, 2008/30985 K.).
İş Kanunu’na İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, ara dinlenmelerinin iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliğine göre yirmi dört saat içinde kesintisiz on iki saat dinlenme süresi dikkate alınarak verileceği hükme bağlanmıştır. Değinilen maddenin birinci fıkrasında ise, ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağı açıklanmıştır.
Somut olayda; davacı haftanın kaç günü olduğunu beyan etmeksizin 08.00 – 19.00 saatleri arasında çalıştırıldığını iddia etmiştir. Davacının günlük çalışma süresinin, buna bağlı olarak da ara dinlenme süresinin ne kadar olduğu konusunda dinlenen her iki taraf tanıkları da işyerinde davacının günlük 2 saat ara dinlenmesi kullandığını ittifakla beyan etmişlerdir. Buna göre davacı günde 11 saat, 2 saatlik ara dinlenmesinin çıkarılması ile haftanın 5 günü günde 9 saat, haftada ise 45 saat çalışmış olmakla haftalık yasal çalışma süresi olan 45 saat aşılmamıştır. Tanık beyanlarına göre davacının günlük çalışma süresinin 2 saat ara dinlenmesi düşülerek hesap edilmesi gerekirken, günlük 1,5 saat ara dinlenmesi kullandığı yönündeki bilirkişi raporuna itibarla fazla çalışma alacağının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.