22. Ceza Dairesi 2015/15169 E. , 2016/3413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, cezaların türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen adli para cezasının miktar ve türüne göre temyizi kabil olduğu halde, temyizi kabul olmadığı gerekçesiyle mahkemece verilen 12.11.2012 tarihli red kararının suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmediği ve açıkça temyizi mümkün bir kararın temyizi kabil olmadığı şeklindeki ret kararı ile doğmuş olan bir hakkın bertaraf edilmesi genel adalet ilkesi ile bağdaşmayacağından bu suçla ilgili olarak da inceleme yapılması uygun görülmüştür.
Suça sürüklenen çocuğun 18 yaşını doldurduğu 02.05.2012, 13.06.2012, 04.07.2012 tarihli oturumların açık yapılması gerektiği gözetilmeden kapalı duruşma yapılarak CMK"nın 185. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 01/03/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
Sayın çoğunluğun suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçu yönünden de temyiz incelemesinin yapılması gerektiği yönündeki düşüncesine muhalifim. Şöyle ki; olağan kanun yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için bir temyiz davası açılmış olmalıdır. Temyiz davasının açılabilmesi için de, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasının 310. maddesine göre iki koşulun varlığı gereklidir.
Bunlardan ilki süre koşuludur. CYUY"nın 310. maddesinde, genel kural olarak tarafların temyiz isteğinde bulunabilecekleri süreyi hükmün tefhiminden, tefhim edilmemişse, tebliğinden başlamak üzere bir hafta olarak belirlemiştir. Temyiz süresi 1412 sayılı CYUY"nın 310. maddesinin 3. fıkrasındaki ayrıksı durum hariç olmak üzere, hükmün açıklanması sırasında hazır bulunanlar yönünden bu tarihte, yokluklarında hüküm verilenler yönünden ise gerekçeli kararın tebliği tarihinde başlar.
Temyiz davasının açılabilmesi için gerekli ikinci koşul ise istek koşuludur. Yargılama hukukunun temel prensiplerinden olan "Davasız yargılama olmaz." ilkesine uygun olarak temyiz davası kendiliğinden açılmaz, bu konuda bir isteğin bulunması gereklidir. CYUY"nın halen yürürlükte bulunan 305. maddesinin 1. fıkrası ile bu kuraldan uzaklaşılmış ve bazı ağır mahkumiyetlerde istek şartından sanık lehine vazgeçilerek, temyiz incelemesinin kendiliğinden (re"sen) yapılması kabul edilmiş ise de, onbeş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezalara ilişkin hükümler dışında kalan kararlarda, süre ve istek koşullarına uygun temyiz davası açılmamışsa hükmün Yargıtay"ca incelenmesi olanaksızdır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince; suça sürüklenen çocuğun Nazilli 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 04/10/2012 günlü kararı ile hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, hükümlerin süresi içerisinde sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, mahkemece sanık müdafiinin temyiz istemi üzerine 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 315/1. maddesi uyarınca ilk hükümdeki konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçları yönünden hükmolunan sonuç cezanın türüne göre kesin nitelikte bulunduğu gerekçesiyle bu suçlar yönünden temyiz isteminin reddine karar verildiği, bu suçlar yönünden temyiz isteminin reddine ilişkin 12/11/2012 tarihli ek karar sanık müdafiine usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği halde sanık müdafii tarafından temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın temyiz edilmediği anlaşılmıştır. Her ne kadar konut dokunulmazlığını ihlal suçu yönünden 04/10/2012 tarihli ilk hükümdeki sonuç cezanın miktarı itibariyle temyizi olanaklı ise de; bu suç yönünden verilen temyiz isteminin reddi kararı müdafii tarafından temyiz edilmediğinden temyiz incelemesinin sadece hırsızlık suçu nedeniyle kurulan hükümle sınırlı olarak yapılması gerektiği düşüncesiyle karara muhalifim.