14. Hukuk Dairesi 2016/7046 E. , 2019/1554 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.11.2014 gününde verilen dilekçe ile asıl dava intifa hakkına dayanan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı dava intifa hakkının terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 09.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından duruşmalı olarak istenilmekle duruşma isteminin değerden reddi ile süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava, intifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil; birleştirilen dava, tapu kaydındaki intifa hakkı şerhinin terkini istemine ilişkindir.
Davacı karşı davalı vekili, davalı ile evlilik birliği içerisinde iken 1117 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı 1/3 payı üzerinde müvekkili lehine intifa hakkı kurulduğunu, tarafların 02.08.2013 tarihinde boşandığını, davalının boşanmadan önce 03.09.2011 tarihinden itibaren müvekkilinin taşınmazdaki evi kullanmasını engellediğini belirterek intifa hakkına yapılan elatmanın önlenmesini ve 03.09.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak ecrimisilin faizi ile ödenmesini istemiştir.
Davalı karşı davacı vekili davacının evlilik birliği içerisinde yaşanan olumsuzluk üzerine evi kendisinin terk ettiğini ve tekrar dönmediğini, intifa hakkını kullanmak istediğine yada kira istediğine dair ihtarının olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini, intifa hakkının evlilik birliği içerisinde iken kurulduğunu, daha sonra boşandıklarını, intifa hakkı sebebinin ortadan kalktığını belirterek karşı dava ile intifa hakkının terkinini istemiştir.
Mahkemece, davacı karşı davalı ... ’nin elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının reddine, davalı-karşı davacı ...’ın davasının kabulü ile, intifa hakkının terkinine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı-karşı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür.
Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir (TMK m.795).
İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796).
Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 v.d.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona ermesi sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796. vd. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olaya gelince;
Mahkemece, taraflar evli iken dava konusu taşınmaz üzerinde 20.01.2011 tarihinde intifa hakkının bedelsiz ve süresiz olarak davacı lehine tanındığı 18.12.2013 tarihinde tarafların boşanmasına ilişkin kararının kesinleşerek evlilik birliğinin sona erdiği, bu tarihten sonra intifa hakkının kullanma olanağının kalmadığı gibi intifa hakkının kurulma sebebinin de ortadan kalktığı gerekçeleri ile davacı karşı davalı ... ’nin elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının reddine, davalı-karşı davacı ...’ın davasının kabulü ile, intifa hakkının terkinine karar verilmiş ise de; yanılgılı değerlendirme ile verilen karar isabetli değildir.
Şöyle ki; yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere intifa hakkı sebepten ari yararlanma aktidir. İntifa hakkı sözleşmesinde de her hangi bir sebebe bağlılık mevcut olmadığı gibi intifa hakkının hangi hallerde kaldırılacağı TMK’nin 796. maddesinde ve devamı maddelerde açıklanmıştır. Mahkemece mahallinde yapılan keşifte davacı lehine intifa hakkı kurulan taşınmazda bulunan evin davalı-karşı davacı ... tarafından kullanıldığı tespit edilmiştir.
Bu durumda mahkemece; davacı-karşı davalı ... ’nin elatmanın önlenmesi davasının kabulü ile, ecrimisil talebine yönelik intifadan men tarihinden itibaren bilirkişilere ecrimisil bedeli hesaplattırılarak intifa hakkı sahibi davacı lehine ecrimisile hükmedilmesi; davalı-karşı davacı ...’ın intifa hakkının terkinine ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.