14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.06.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.05.2015 günlü karar ve 22.01.2016 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, tapu kaydındaki şerhin kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı; 09.10.2013 tarihinde satın aldığı bağ vasfındaki taşınmaza ait tapu kaydı üzerinde, "Maliye tahsildarı ... oğlu ... Efendiye kefalet T:6 Mayıs 1926" başlıklı bir şerhin bugüne değin geldiğini, söz konusu şerhin ne için konulduğunun bilinmediğini, miktar ve süresinin de kayıtlarda görülmediğini beyanla anılan şerhin terkinini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuş, mahkemece; davacı vekiline yine davalının sağ olup olmadığı, sağ ise adresini, ölü ise veraset ilamını çıkartarak mirasçılarını ve adresleri bildirmek üzere iki haftalık kesin süre verildiği, bu süre içerisinde eksikliği tamamlamadığı takdirde temyiz talebinin reddine karar verileceği ile ilgili meşruhatlı davetiyenin tebliğ edildiği, davacı vekilinin bu kesin süre içerisinde de gereğini yapmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine dair verilen ek karar ile hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu taşınmaz tapu kaydında lehine kefalet şerhi verilen Maliye tahsildarı ...’nin hayatta olup olmadığının devamında hayatta değil ise mirasçı ve adreslerinin davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen bildirilmediğinden söz edilerek, hukuki olmayan gerekçelerle davacı temyiz talebinin ek karar ile reddedilmesi, yerinde görülmemiştir. Bu nedenle yerel mahkemenin 22.01.2016 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilerek, 26.05.2015 tarihli kararın temyiz incelemesine geçilmiştir.
Somut olaya gelince, davacı tarafından verilen dava ve beyan dilekçesinde davalının mirasçılarının tespit edilemediği bildirilmiş olup, mahkemece davalı mirasçılarının araştırılması, bulunamadığı takdirde tapu sicilinin doğru tutulması ile görevli tapu sicil müdürlüğüne davanın yönetilmesi, ondan sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.