3. Hukuk Dairesi 2020/4465 E. , 2020/4661 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 2004 yılından 26.5.2009 tarihine kadar aralıksız olarak hayvan bakımı ve temizliği gibi işlerde davalı şirkette çalıştığını, iş aktinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, ancak işçilik alacaklarının ödenmediğini, bu nedenle 500,00 TL ihbar tazminatı, 100,00 TL yıllık izin alacağı, 1.600,00 TL fazla çalışma ücreti, 200,00 TL hafta tatili ücreti, 100,00 TL genel tatil alacağı, 2.500,00 TL kıdem tazminatı olmak üzere toplam 5.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 19.2.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.243,20 TL ihbar, 100,00 TL yıllık izin ücreti, 9.336,03 TL fazla mesai, 4.668,02 TL hafta tatili, 717,56 TL genel tatil ücreti olmak üzere toplam 15.964,81TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte 3.027,10 TL kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yıllık izin ücreti dışındaki davacının diğer taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava ilk olarak Tokat İş Mahkemesinde açılmış olup, Tokat İş Mahkemesi’nin 2009/135 E 2011/605 K sayılı ilamı ile davacının iş akdinin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağı taleplerinin reddine, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti talebinin kabulüne karar verilmiş, bu karar davalı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2012/2397 E 2014/7591 K sayılı ilamı ile görev yönünden bozulmuştur.
Hemen belirtilmelidir ki, vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay"ın bu bozma kararına uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Bu müesseseye "usuli müktesep hak" veya "usule ilişkin kazanılmış hak" denir. Bir başka ifadeyle, mahkemece; Yargıtay bozma ilamına uyulmasıyla, bozma doğrultusunda taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar. Mahkeme, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında yeni bir hüküm kuramaz.
"Usuli Müktesep Hak", davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İçtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir.
Somut olayda, bozma öncesi kurulan hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiş olup, Tokat İş Mahkemesince kabul edilen davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiği olgusu ile reddedilen kıdem ve ihbar tazminatları yönünden davalı lehine usuli müktesep hak oluşmuştur. Hal böyle olunca, bozma sonrası mahkemece davalının usuli müktesep hakkını ihlal edecek şekilde hüküm kurulmuş olması ve yine kabule göre de davacının kıdem tazminatı olarak 3.027,10TL kıdem tazminatı talep etmiş olmasına karşın mahkemece talep aşılacak şekilde 3.133,55TL kıdem tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ve peşin alınan 311,25 temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.