3. Hukuk Dairesi 2020/4480 E. , 2020/4663 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
VEKİLİ AVUKAT ...
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile İngilizce kursu için düzenlenen sözleşme kapsamında 6.10.2013 tanzim tarihli 178,00 TL bedelli 9 adet senet imzaladığını, kursun hafta sonu hizmet vermekte olup sadece 1 hafta sonu kursa katıldığını, bu aşamada 6.12.2013 vadeli ilk taksit senedini ödediğini, sonrasında 21.12.2013 tarihinde nişanlandığını ve çalışmaya da başladığından kursa devam edemediğini, bu durumu davalıya ilk taksiti öderken belirttiğini, ancak davalının tüm taksitleri ödemek zorunda olduğunu belirtmesi üzerine 13.2.2014 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, buna rağmen davalının icra takibi başlattığını, 29.1.2015 tarihinde haciz sırasında 200,00 TL daha tahsil ettiklerini, bu nedenle takibe konu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile haciz sırasında ödenen 200,00 TL’nin istirdadına, ayrıca kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiş, 19.2.2016 tarihli ıslah dilekçesi istirdat talebini 3.171,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ile 6.10.2013 tarihinde İngilizce eğitim alınması konusunda anlaşma yaptığını, dil kursuna 1 hafta sonu devam ettiğini ancak nişanlanması ve çalışmaya başlaması nedeniyle ihtarname ile davalıya kursa devam edemeyeceğini bildirdiğini, ancak davalı tarafından başlatılan icra takibi neticesinde ödemek zorunda kaldığı bedelin istirdadına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacının bir hafta sonu kursa katıldığı, böylece davalı firmanın tüm ücreti almaya hak kazandığı, davacının sözleşmeden cayma hakkının bulunmadığı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlığın çözümü için Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 56. Maddesinin incelenmesi gerekmektedir. Anılan yönetmeliğin ücretlerin iadesi başlıklı 56. Maddesinin 3. fıkrasında; "kurumlara kaydolan öğrenci ve kursiyerlerden; a) Değişik:RG‐21/7/2012‐28360) Öğrenim ücretini yıllık olarak belirleyen okul öncesi eğitim kurumu, ilkokul, ortaokul, özel eğitim okulu, ortaöğretim okullarında ve öğrenci etüt eğitim merkezlerinde öğretim yılı başlamadan ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu dışındaki kısmı iade edilir. Öğretim yılı başladıktan sonra ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu ile öğrenim gördüğü günlere göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmı iade edilir. b) Öğrenim ücretini ders saati ücreti olarak belirleyen kurumlarda dönem başlamadan ayrılanlara öğrenim ücretinin yüzde onu dışındaki kısmı iade edilir.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
Dönem başladıktan sonra ayrılanlara öğrenim ücretinin yüzde onu ile öğrenim gördüğü ders saati sayısına göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmı iade edilir. c) Öğretime başladıktan sonra ayrılan öğrenci veya kursiyerlerden alınacak ücret kurumun öğrenim ücretinden fazla olamaz" düzenlemesine yer verilmiş olup anılan yönetmeliğin 56 maddesinin 3. fıkrası mahkemece değerlendirilmemiştir. Hal böyleyken Mahkemece, Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 56. Maddesinin 3. Fıkrası da değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.