4. Hukuk Dairesi 2016/15924 E. , 2019/4642 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Grup İnşaat Nakliyat Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ aleyhine 18/06/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eyleme dayalı maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 06/06/2016 günlü kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 15/10/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-a-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eyleme dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, ... Demiryolu Projesi kapsamında davalı şirketin yürüttüğü mevzuata aykırı çalışmalar ve kontrolsüz dinamit patlatmaları nedeniyle ... ili, .... ilçesi, ... köyü sınırları dahilinde 124 ada 5 parselde bulunan taşınmazındaki ahır, ev ve sair müştemilatların kullanılamaz hale geldiğini, davalının kısmi ödemelerde dahi köylülere tam ödeme yapmış gibi belge imzalattırdığını, bu nedenle suç duyurusunda bulunduklarını beyan ederek maddi zararının tazminini istemiştir.
Davalı, haksız fiil unsurlarının oluşmadığını, hukuka aykırı bir eylemlerinin olmadığını, şartnameye uygun çalışıldığını, tüm patlatmaların mevzuata uygun olarak jandarmanın bilgi ve denetimi altında gerçekleştiğini, zarar görenlere gerekli ödemelerin yapıldığını ve davacının bir zararı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporuyla mahkemece alınan bilirkişi raporu arasında büyük fark bulunduğu, olaya en yakın tarihte tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunun daha sağlıklı olacağı belirtilerek zarar miktarı hesaplanmış ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamına ve olayın oluş şekline göre iki inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 09/02/2015 tarihli raporun dava konusu olayda zarar kapsamının belirlenmesine uygun olduğu anlaşılmaktadır. Anılan raporda dava konusu taşınmazda bulunan iki ayrı konut ve yine iki ayrı ahır için zarar miktarı hesaplanmıştır. Dosya içerisinde bulunan ve dava tarihinden önce düzenlenip davacı imzasını taşıyan 07/01/2014 tarihli, “Tutanaktır” başlıklı belge ile ekindeki aynı tarihli para alma makbuzunda davacının ahır için olan zararının karşılığını 10.000,00-TL olarak aldığı ve buna ilişkin ihtirazi kayıt ileri sürmediği anlaşılmakla, eldeki dava yönünden ahırlar için istenilen tazminatın reddi gerekir; ancak dava dilekçesinde konutlar için de tazminat istendiğinden ve davacının da konutlarda ½ hissesi bulunduğundan 09/02/2015 günlü bilirkişi heyet raporunda konutlar için hesaplanan tazminat miktarının davacının hissesine tekabül eden kısmına hükmedilmesi icap eder. Bu hususların gözetilmemiş olması bozmayı gerektirir.
b-Davacının talebinin dayanağı haksız fiil olup, belirlenen tazminatın yasal faiziyle birlikte hesaplanıp davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. Salt davalının sıfatı nedeniyle ticari iş olmayan ya da tacirler arası haksız fiilden kaynaklanmayan somut olayda avans faizi uygulanması usul ve yasaya uygun değildir.
c-Dosyadaki bilgi ve belgelerden ve özellikle jeoloji mühendisi tarafından düzenlenen 16/06/2015 tarihli ek rapordan da anlaşılacağı üzere, denetimsiz olarak ve bir yapı şartnamesine bağlı kalmadan keyfi yöntemlerle inşa edilen dava konusu yapıların kalitesinin oldukça düşük olduğu yapılan patlatmalardan kaynaklı titreşim dalgalarından çok düşük şiddetlerde olsa da etkilendiği belirgindir. Bu durum TBK’nun 51.maddesi uyarınca tazminattan indirim sebebi olduğu halde mahkemece gözetilmemesi hakkaniyet ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Karar açıklanan nedenle de usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b-c) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.