3. Ceza Dairesi 2019/12835 E. , 2019/12809 K.
"İçtihat Metni"Kasten yaralama suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2 ve 86/3-e maddeleri gereğince 90 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Beyoğlu (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 07.07.2009 tarihli ve 2008/1748 Esas, 2009/1280 Karar sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle dosyanın yeniden ele alınarak yapılan yargılama neticesinde, sanığın hükmün açıklanması suretiyle 5237 sayılı Kanun"un 86/2 ve 86/3-e maddeleri gereğince 90 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.01.2019 tarihli ve 2018/559 Esas, 2019/15 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 02.05.2019 tarihli ve 2019/4331 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.05.2019 tarihli ve 2019/47767 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52. maddesinde yer alan “(1) Adlî para cezası, beş günden az ve Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.(4) Hâkim, ekonomik ve şahsî hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” şeklindeki ve 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/3. maddesinde yer alan "Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adlî para cezasını ödemezse,
Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir." şeklindeki amir hükümler karşısında, adlî para cezasının belirlenmesine ilişkin Kanun maddesinin gösterilmemesi, gün adli para cezasının miktarının anılan Kanun"da belirtildiği şekilde belirlenmemesi ve sanık aleyhine olacak şekilde adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde karşılaşabileceği muhtemel durumun sanığa usulüne uygun şekilde ihtar edilmemiş olmasında,
2) Sanık hakkında hükmolunan temel cezanın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2. maddesi uyarınca 120 gün adli para cezasından az olamayacağı gözetilmeden 60 gün olarak belirlenmesini takiben, anılan Kanun"un 86/3-e maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapıldığında sonuç olarak 180 gün adli para cezası yerine 90 gün adli para cezasına hükmedilerek eksik ceza tayin edilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünceler yerinde görüldüğünden; İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.01.2019 tarihli ve 2018/559 Esas, 2019/15 Karar sayılı kararının, aleyhe sonuç doğurmamak üzere 5271 sayılı CMK"nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.