14. Ceza Dairesi 2018/8355 E. , 2019/8274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi:
Hükmolunan ceza miktarı nazara alındığında suça sürüklenen çocuk müdafisinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdurenin aşamalardaki eyleme ilişkin anlatımları ile hakkında düzenlenen adli rapor içerikleri, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında suça sürüklenen çocuğun eylemini organ sokmak suretiyle gerçekleştirdiği hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle eylemin çocuğun basit cinsel istismarı suçu kapsamında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kayden 02.08.1999 doğumlu olup suç tarihinde on iki-on beş yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun, cezalandırılabilmesi için gerçekleştirmiş olduğu eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu suçlarla ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmiş olması gerektiği, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesine göre algılama ve yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığını takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğu, 5271 sayılı CMK"nın 62 ilâ 73. maddeleri arasında düzenlenen bilirkişi incelemesine ilişkin hükümlere ve Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/4. maddesine göre de, hakimin gerekirse bu konuda tam kanaat sahibi olabilmesi için sosyal inceleme raporu ile birlikte adli tıp uzmanı, psikiyatrist ya da zorunlu hallerde uzman hekimden görüş de alınabileceğinin hüküm altına alındığı, mevcut düzenlemeler karşısında alınan raporların bizzat duruşmada yapılan gözlemle birlikte irdelenerek TCK"nın 31/2. maddesine göre suça sürüklenen çocuğun işlediği fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiillerle ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediğinin belirlenmesinden sonra hüküm kurulması gerekirken, suça sürüklenen çocuk hakkında tanzim edilen sosyal inceleme raporunda “suça sürüklenen çocuğun ergenlik döneminde olduğu, ergenin, gerçeklerin çok yönlülüğünü algılayacak bilgi ve deneyiminden yoksun olduğu ve bu özellikler dikkate alındığında böylesine kritik bir dönemde gencin işlediği iddia edilen suçu bu dönemin özelliklerinden soyutlamanın olanaksız olduğunun” belirtilmiş olması da dikkate alındığında, adli tıp uzmanı, çocuk psikiyatristi ya da başka bir uzman hekimden suç tarihi itibarıyla suça sürüklenen çocuğun işlediği çocuğun basit cinsel istismarı suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığı ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediği yönünde açıklayıcı rapor alınmadan ve bu hususta gerekçeli kararda herhangi bir değerlendirme yapılmadan, Tarsus Devlet Hastanesince düzenlenip içeriği itibarıyla yetersiz olan 11.06.2012 tarihli rapor esas alınarak yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların ve 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 13. maddesi ile TCK"nın 103. maddesinin yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafisi, katılan ile katılan mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.