22. Hukuk Dairesi 2015/29756 E. , 2015/31482 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/03/2015
NUMARASI : 2014/921-2015/206
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, kötüniyet tazminatı ile elbise yardımı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı P...-Tem Ltd. Şti."yi Temsilen Yetkili A.. A.. ile davalı Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi F. Yücesoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile kötüniyet tazminatı, izin ve elbise yardımı alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davacının istifa dilekçesi sunarak işten ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılardan Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü ve P... Ltd. Şti. tarafından temyizi üzerine Dairemizce; sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının hizmet süresi belirlenirken Kuruma bildirilen fiili çalışma sürelerine göre hesaplama yapılması, izin alacağının 2008 ve 2009 yılları ile sınırlı olarak hesaplanıp hüküm altına alınması ve 31.12.2003 tarihinde davacıya YUVAŞ tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespitinin gerektiği ve kabule göre de dava dilekçesinde talep edilen kötüniyet tazminatı ile elbise yardımı hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamasının da hatalı olduğu gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan mahkemece; ihbar olunan YUVAŞ"tan ödeme belgeleri celp edilmiş, davacının ödeme hususundaki beyanı alınmış ve başka bir bilirkişiden aldırılan rapora dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılardan P...-Tem Ltd. Şti."yi Temsilen Yetkili A.. A.. ile Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacıya 2003 yılında YUVAŞ tarafından kıdem tazminatı ödemesi yapılıp yapılmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda; davalı taraf davacının 31.12.2003 tarihine kadar YUVAŞ"a bağlı olarak çalıştığını ve YUVAŞ"tan tüm hakları ile kıdem tazminatını aldığını savunmuştur. Bozma sonrası bu hususta beyanına başvurulan davacı asıl, 2003 yılında kendisine ödeme yapılmadığı yönünde beyanda bulunmuştur. Mahkemece; davacının beyanı doğrultusunda ödeme yapılmadığı kabul edilerek sonuca gidilmişse de; dosyaya sunulan ibraname ve kıdem tazminatı bordrosu üzerinde hiçbir değerlendirme yapılmamıştır. Dosyadaki 17.02.2004 tarihli, iki şahit ve davacı tarafından imzalanmış ve matbu düzenlenip rakamlarla davacıya ait bilgilerin el yazısı ile tamamlandığı ibranamede; davacının, 31.12.2003 tarihinde sona eren çalışması sebebiyle 1.710,238,275 TL "lik kıdem tazminatının %40"lık kısmından feragat ettiği, geriye kalan 1.026,142,965 TL" yi de peşin olarak aldığı, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ve izin vs. başkaca bir alacağı kalmadığı ve işvereni ibra ettiğinin yazılı olduğu; yine kıdem tazminatı bordrosu olarak düzenlenen 17.02.2004 tarihli ve davacı tarafından imzalanmış olan bordroda 1.710,238,275 TL kıdem tazminatı tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemeler avans niteliğinde sayılıp, avans olarak ödenen miktarın kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmesi gerektiği ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde düzenlenen ibranamelerin miktar içermesi halinde makbuz hükmünde sayıldığı hususları dikkate alındığında; her ne kadar kıdem tazminatı bordrosunda 1.710,238,275 TL tahakkuk ettirilmişse de ibranameden de anlaşılacağı üzere davacıya 1.026,142,965 TL ödeme yapılacağı hususunda taraflar anlaşmış olduğundan; 1.026,142,965 TL"lik ödemenin kanuni faizi birlikte davacının kıdem tazminatı alacağından mahsubu gerekirken; davacının beyanı doğrultusunda ödeme yapılmadığı kabul edilerek sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki ilişkide kötü niyet tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar süresi tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi 4721 sayılı Türk Medenî Kanun"nun 2. maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyi niyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 17. maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötü niyet tazminatı denilmektedir.
Kötü niyet tazminatına hak kazanma şartları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, Kanun"un 17. maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötü niyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
4857 sayılı Kanunda genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması sebeplerine bağlı fesihlerin kötü niyete dayandığı kabul edilmelidir.
Tazminat miktarının belirlenmesi de Kanun ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötü niyet tazminatının” ihbar sürelerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Kanun"un 17. maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır.
Somut olayda; dosya kapsamına göre davalı işverenin davacı işçiyi işten çıkartmasında kötü niyetli davrandığına ilişkin yukarıda yazılı esaslara uygun bir eylem ve bildirimde bulunmadığı, bu sebeple feshin kötüniyetli yapılmadığı anlaşıldığından mahkemece kötü niyet tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.