22. Hukuk Dairesi 2015/24208 E. , 2015/31782 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı, davacının iş sözleşmesinin alınan işletmesel karar çerçevesinde geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda işletmesel kararın davalı tarafından objektif ve tutarlı bir şekilde uygulandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Dairemizin 11.09.2014 tarihli, 2014/16984 esas, 2014/23638 karar sayılı ilamı ile davalı bankanın söz konusu genelgenin yayımlanmasından önce ve sonrasına ilişkin bankanın tüm şubelerini kapsayacak şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile davalı işyeri kayıtları üzerinde davalı işyeri merkezinde özellikle işletmenin faaliyet alanı, iş organizasyonu, insan kaynakları ve bankacılıkta uzman bilirkişiler aracılığı ile inceleme yaptırılmak suretiyle işletmesel kararın tutarlı bir şekilde uygulanıp uygulanmadığı, davacı ile eşit puana sahip aynı işli yapan çalışanların halen bankada çalışıp çalışmadığı, fesihten sonra davalı banka tarafından işletmesel karara aykırı şekilde personel alınıp alınmadığı hususlarının araştırılması ile feshin belirtilen ilkelere göre geçerli sebebe dayanıp dayanmadığının belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonrasında alınan bilirkişi heyet raporunda, davalı bankanın 23.07.2012 tarihli 7573 sayılı genelgesi kapsamında uyguladığı ikale sözleşmesi sürecinin müşteri memnuniyetini arttırmaya, personeli yaş ortalamasını gençleştirmeye yönelik olarak alınmış bir işletmesel karar olduğunu, davalı banka tarafından alınan bu işletmesel kararın istikrarlı şekilde ve davacı ile benzer ünvanlı tüm personeli kapsayacak şekilde eşit ve istikrarlı bir biçimde uygulandığını, bu sebeple davalı bankanın ikale sözleşmesini imzalamayarak iş yerinin işletmesel kararını kabul etmeyen davacının iş sözleşmesinin feshinde geçerli sebebin oluştuğunu bildirdikleri belirtilerek ve bilirkişilerin raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Dosya içeriğine göre, davacının iş sözleşmesi 18.01.2013 tarihli fesih bildirimi ile 23.07.2012 tarih 7573 sayılı genelge ile iş şartlarında meydana gelen değişikliği kabul etmemesi sebebiyle 4857 sayılı Kanunu"nun 18 ve 22. maddeleri gereğince feshedilmiştir. Davalı Bankanın yayınladığı 23.07.2012 tarih 7573 sayılı genelgede, yetkili ve asistan görev gurubunda bulunanlardan (davacı da bu görevdedir) yaş ve toplam hizmeti 84 ve üzerinde olanların, genelge hükümlerini kabul etmesi halinde kendi isteği ile ayrılmak isteyenlere kıdem tazminatı ve diğer haklarının yanında (2) maaş ödeme yapılarak iş sözleşmelerinin ikale sözleşmesi düzenlemek suretiyle karşılıklı olarak sonlandırılacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda davalı tarafından alınan bu işletmesel kararın bankanın yetkili ve asistan görev grubu ile yönetici görev grubunda çalışan kadrosunu gençleştirmeye yönelik olduğu açıktır. Ancak banka personelini gençleştirmenin verimliliği artıracağı kararı, genel ve soyut bir karardır. Genel bir niyeti açıklayan kararın yanında davacı personelin işten çıkartılmasının bankanın verimliliğini artıracağının açık olarak belirtilmesi; davacının yerine alınacak personelin davacıdan daha verimli olduğunun ya da olacağının açık olarak belirtilmesi zorunludur. Personeli işten çıkarmanın iş verimini artırabileceği ihtimaline göre; herhangi bir personelin iş sözleşmesi feshedilemez. Ayrıca davalı banka ikale sözleşmesi yapılması hususunda aldığı kararı zorlama yaparak davacıya imzalatmak hak ve yetkisine sahip değildir. Davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dikkate alındığından emekliliğine henüz hak kazanmadığı gibi gerek ikale sözleşmesini gerekse de aleyhine olan değişikliği imzalamaya zorlanamayacağı gözetilerek ve aynı nedene dayalı iş sözleşmesinin feshi ile ilgili olarak açılan işe iade davalarının kabulüne yönelik mahkeme kararlarının onanmasına ilişkin emsal dosyalarda ( Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2013/24092 esas sayılı onama kararı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/15396 esas sayılı onama kararı, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/36917 esas sayılı bozularak ortadan kaldırılma kararı, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/28676 esas sayılı onama kararı ) verilen onama kararları da dikkate alınarak işverence yapılan feshin geçerli sebebe dayanmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 30,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 25.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.