
Esas No: 2021/2196
Karar No: 2021/2758
Karar Tarihi: 20.09.2021
Danıştay 2. Daire 2021/2196 Esas 2021/2758 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2196
Karar No : 2021/2758
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın onanmasına ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin 24/04/2017 günlü, E:2016/27481, K:2017/11381 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Dava; polis memuru olarak görev yapmakta iken 26/03/2011 tarihinde yapılan komiser yardımcılığı sınavında başarılı olarak komiser yardımcılığı kursuna başlayan ve bu kursu başarıyla tamamlayarak komiser yardımcısı olarak atanan davacının, söz konusu sınavda yer alan bazı soruların mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine yeniden yapılan değerlendirmede başarısız duruma düştüğünden bahisle tekrar polis memurluğuna atanmasına ilişkin 03/09/2014 tarihli işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : (Kapatılan) Danıştay Onaltıncı Dairesinin 17/11/2015 günlü, E:2015/17221, K:2015/7318 sayılı bozma kararına uyularak … İdare Mahkemesince; yargı kararı uyarınca yapılan yeni sıralamaya göre 26/03/2011 tarihinde yapılan komiser yardımcılığı sınavında başarısız olduğu sabit olan davacının, komiser yardımcılığı kursuna devam ettirilerek kursu başarıyla tamamlaması üzerine komiser yardımcılığına atanmasında idarenin açık hatası bulunduğu ve davacının hukuka aykırı işlem dolayısıyla elde ettiği komiser yardımcılığı statüsünün kazanılmış hak kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, davacının komiser yardımcılığından polis memurluğuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Daire Kararının Özeti : Anılan Mahkeme kararının davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, söz konusu karar Danıştay Beşinci Dairesince onanmıştır.
KARAR DÜZELTME TALEBİNDE
BULUNANIN İDDİALARI : Davacı tarafından; Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22/12/1973 günlü, E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararının gerekçesinden, açık hata nedeniyle idari işlemin geri alınabilmesi için, hakkında işlem yapılan kişinin kolayca anlayabileceği kadar açık bir hatanın mevcudiyetinin arandığının anlaşıldığı, dava konusu işlemde ilk bakışta anlaşılabilecek kadar açık bir hatanın varlığından söz etmenin hak ve adaletle bağdaşmadığı; komiser yardımcılığı kursunu başarıyla bitiren davacının, komiser yardımcısı olarak uzun bir süre görev yaptıktan sonra yargı kararının uygulanması nedeniyle rütbesinin geri alınmasının hukuk güvenliği ve hukuki istikrar ilkesi ile uyumlu olmadığı; davalı idare tarafından %20’si hatalı olarak hazırlanan sınav sorularının sonuçlarının davacı üzerinde bırakılmasının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının onanmasına ilişkin kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Davacının ileri sürdüğü karar düzeltme sebeplerinin hiçbirisinin 2577 sayılı Kanun’da sayılan sebeplerle örtüşmediği, dolayısıyla kararın düzeltilmesi talebinin reddi gerektiği yolunda cevap verilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen davada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Beşinci Dairesinin 24/04/2017 günlü, E:2016/27481, K:2017/11381 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlığın esası yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Polis memuru olarak görev yapan davacı; 26/03/2011 tarihinde gerçekleştirilen komiser yardımcılığı sınavında "başarılı" sayılarak davalı idare tarafından komiser yardımcılığı kursuna başlatılmıştır.
Söz konusu sınavda yer alan bazı soruların hatalı olduğundan bahisle açılan davalarda, idare mahkemesi tarafından hatalı olduğu tespit edilen soruların iptal edilmesi üzerine, davalı idarece hukuk müşavirliğinin görüşü doğrultusunda, ilk sınavda başarılı olmakla birlikte yargı kararı sonucunda yapılan değerlendirmeye göre sıralamaya giremeyerek başarısız sayılanların kurs ile ilişiği kesilmeyip devam etmeleri sağlanmış ve davacı, anılan kursu başarıyla tamamlayarak 2012 yılında komiser yardımcısı olarak atanmıştır.
Mahkeme kararıyla iptal edilen sorular üzerine tekrar yapılan değerlendirme sonucunda, "başarısız" duruma düştüğünden bahisle, Emniyet Genel Müdürlüğünün 03/09/2014 tarihli işlemiyle tekrar polis memurluğuna atanmış ve anılan işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle işbu davayı açmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa'nın 138. maddesinin son fıkrasında, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” hükmüne;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin 1. fıkrasında ise; “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. ...” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Anayasa Mahkemesi kararlarında, Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, "insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet" şeklinde tanımlanmıştır.
Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin nitelikleri arasında sayılan hukuk devletinin en önemli unsurlarından birisi "hukuki güvenlik ilkesi"dir. Hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Diğer bir ifadeyle hukuki güvenlik ilkesi, kişilerin hukuksal ilişkiler kurarken tabi olacakları hukuk kurallarını önceden bilmeleri anlamına gelirken, "idari istikrar ilkesi" ise, bu kurallara dayanılarak kazanılan hakların korunacağı güvencesinin kişilere verilmesini ifade etmektedir.
Anayasa'nın 138. ve 2577 sayılı Yasa'nın 28. maddesi uyarınca idarenin yargı kararının gereğini yerine getirmesi bir zorunluluk ise de; iptal edilen işlemle üçüncü kişiler yönünden kazanılmış bir hak doğmamış olsa da, eğer subjektif kazanımlar söz konusu ise, bu subjektif etki ve sonuçların korunması da yukarıda değinildiği üzere hukuki güvenlik ve idari istikar ilkelerinin bir sonucudur.
Uyuşmazlık konusu olayda ise, hatalı soruların yargı kararıyla iptali sonucunda, idarece yargı kararı üzerine yapılan değerlendirmede sıralamaya giremeyerek başarısız oldukları anlaşılan kursiyerlerin ilişikleri kesilmeyip, kursa devamı sağlanmış ve davacının durumunda olduğu gibi bu kişiler kursu başarıyla tamamlayarak komiser yardımcısı olarak atanmak suretiyle bu statüleri gereği kişisel kazanımlar elde etmişlerdir.
Bu durumda, davacının komiser yardımcısı olarak atanmasından iki yıl sonra yargı kararının uygulandığından bahisle, subjektif kazanımlarını ortadan kaldıracak şekilde, komiser yardımcılığından polis memurluğuna atanması yolunda tesis edilen işlemde hukuki güvenlik ve idari istikrar ilkelerine uyarlık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, davacının komiser yardımcılığına, hukuk müşavirliğinin görüşü doğrultusunda yapılan bir değerlendirme sonucunda atandığı, idarenin açık mevzuat hükmüne aykırı bir uygulamasından söz edilemeyeceği, maddi olay yönünden de hatalı bir saptamaya dayanılmadığı görüldüğünden; bu atama işleminin açık hataya dayandığı ve her zaman geri alınabileceği sonucuna varılamayacaktır.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/11/2017 günlü, E:2016/4399, K:2017/3371 sayılı ve 01/11/2017 günlü, E:2017/1866, K:2017/3372 sayılı kararları da bu yöndedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE;
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun temyize konu kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA;
3. Aynı Kanun'un 49. maddesinin 3622 sayılı Kanun ile değişik 3. fıkrası uyarınca ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 20/09/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Düzeltilmesi istenen karar usule ve hukuka uygun olduğundan, karar düzeltme isteminin reddi gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.