
Esas No: 2021/2687
Karar No: 2021/2757
Karar Tarihi: 20.09.2021
Danıştay 2. Daire 2021/2687 Esas 2021/2757 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2687
Karar No : 2021/2757
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Müdürlüğü
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın onanmasına ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin 10/01/2019 günlü, E:2016/23397, K:2019/210 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Dava; davacının, (4) yıllık yükseköğretim programını tamamladığı 04/06/2001 tarihinden geçerli olacak şekilde (A) grubu statüsüne geçirilmesi ile rütbe, kıdem ve terfi geçerlik tarihlerinin buna göre düzenlenmesi istemli başvurusunun reddedilmesine ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile davanın reddine hükmedilmiş, bu karar Danıştay Onikinci Dairesinin 25/02/2014 günlü, E:2013/6434, K:2014/1084 sayılı kararıyla bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: ... İdare Mahkemesinin, bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararıyla; davacının 4638 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 21/04/2001 tarihinde devam ettiği dört yıllık yükseköğretim kurumundaki öğrenimini tamamladığı tarihten itibaren (A) grubu polis amiri statüsünde değerlendirilmesi hukuki güvenlik ilkesinin bir gereği olduğundan, davanın reddedilmesinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.
Daire Kararının Özeti: Davalı idare tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine, Danıştay Beşinci Dairesinin 10/01/2019 günlü, E:2016/23397, K:2019/210 sayılı kararıyla anılan İdare Mahkemesi kararı onanmıştır.
KARAR DÜZELTME TALEBİNDE
BULUNANIN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının (A) grubu polis amiri olarak değerlendirilmesi istemiyle açtığı dava sonucu … İdare Mahkemesince verilen E:…, K:… sayılı kararda, davacının kıdem ve rütbe hakedişlerinin dava açma tarihi olarak belirlendiği, aynı konuda yeniden açılan davanın derdestlik nedeniyle reddedilmesi gerektiği; 4638 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihte (4) yıllık yüksekokul mezunu olmadığından davacının (A) grubu polis amiri olarak değerlendirilme hususunda kazanılmış bir hakkının bulunmadığı; davacının (4) yıllık yüksekokulu bitirdiği tarihten itibaren kıdeminin başlatılmasının hiyerarşinin bozulmasına ve kargaşaya neden olacağı ileri sürülerek, dava konusu işlemin iptali yolundaki kararın onanmasına ilişkin kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Davacı tarafından; davalı idarenin ileri sürdüğü karar düzeltme sebeplerinin hiçbirisinin onama kararının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, dolayısıyla karar düzeltme talebinin reddi gerektiği yolunda cevap verilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesinin 1/c fıkrasına uygun bulunduğundan, davalı idarenin karar düzeltme istemin kabulü ile Danıştay Beşinci Dairesinin 10/01/2019 günlü, E:2016/23397, K:2019/210 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlığın esası yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı, komiser yardımcılığı kursunu 30/06/1999 tarihinde bitirmiş ve (B) grubu polis amirli statüsünde komiser yardımcısı olarak atanmıştır.
Davacı tarafından, (A) grubu polis amiri statüsünde değerlendirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun … günlü, … sayılı işlemle reddedilmesi üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiş, kararda, iptal kararı doğrultusunda davacının davalı idareye başvurduğu 23/03/2011 tarihi itibarıyla (A) grubu polis amiri olacağı belirtilmiştir.
Anılan İdare Mahkemesi kararı, Danıştay Onikinci Dairesinin 06/12/2012 günlü, E:2012/2345, K:2012/10274 sayılı kararıyla onanmış, karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 06/12/2013 günlü, E:2013/5227, K:2013/9876 sayılı kararıyla reddedilerek anılan İdare Mahkemesi kararı kesinleşmiştir.
Davacı tarafından, (4) yıllık yüksek öğrenimi bitirdiği 04/06/2001 tarihinden geçerli olacak şekilde (A) grubu polis amiri statüsünde değerlendirilmesi ve rütbe, terfi ile kıdem tarihinin buna göre düzeltilmesi istemiyle yaptığı başvurunun … günlü, … sayılı işlemle reddedilmesi üzerine temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT :
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde, "Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması" hükmüne yer verilmek suretiyle "kesin hüküm" doğrudan dava açma şartları arasında sayılmış, 115. maddesinde, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmış; 303. maddesinin 1. fıkrasında ise "Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir" hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bir yargı kararı, yasalarda belirlenen usullere uygun olarak verildikten, itiraz ya da yasa yollarından geçerek veya bunlara ilişkin başvuru süreleri sona ererek kesinleştikten sonra değişmez bir nitelik kazanır. Yargı kararlarının bu değişmezlik kuvvet ve niteliğine “kesin hüküm” denilmektedir. [TELLİ S. Tekin, “İdari Yargıda Kesin Hüküm”, İdare Hukuku ve İdari Yargı ile İlgili İncelemeler I, Ankara 1976, s. 103]. Yargı yerlerinin bu şekilde verdiği kararlar kesin hüküm halini alınca, hukuksal gerçek olarak kabul edilir. Kararı veren mahkeme de dahil olmak üzere hiçbir merci kural olarak (yargılamanın yenilenmesi hariç) bu karara dokunamaz. Bu durum hukuki barışın ve yargıya güvenin amaçlanmasının bir sonucudur. Kesin hükümler, yargılamanın iadesi yoluyla ortadan kaldırılmadıkça tarafları bakımından varlığını ve hukuki sonuçlarını muhafaza eder. Bu yön kamu düzenine taalluk edip resen dikkate alınması gereken bir husustur. [GÖZÜBÜYÜK A. Şeref/TAN Turgut, İdare Hukuku C. II, İdari Yargılama Hukuku, Ankara 1999, s. 1082].
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda "kesin hüküm" müessesesi düzenlenmemiş ve Kanun'un 31. maddesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve onun yerine çıkarılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte, bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükme karşın tarafları, konusu ve sebepleri aynı olan ikinci bir dava açılmış olması durumunda bu davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacının, (A) grubu polis amiri statüsünde değerlendirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada ... İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın kesinleştiği, davacının ise (4) yıllık yüksek öğrenimi bitirdiği 04/06/2001 tarihinden geçerli olacak şekilde (A) grubu polis amiri statüsünde değerlendirilmesi ve rütbe, terfi ile kıdem tarihinin buna göre düzeltilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan davayı açtığı görülmektedir.
Bu durumda, davacının (A) grubu polis amiri statüsünü, ilk davasına esas olan davalı idareye başvuru tarihi itibarıyla kazandığı konusundaki yargı kararı kesinleşmiştir.
Bu nedenle, davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddi gerekirken, işin esasının incelenerek dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 22/04/2015 günlü, E:2014/2294, K:2015/1553 sayılı; 02/03/2017 günlü, E:2014/5281, K:2017/959 sayılı; 02/03/2017 günlü, E:2016/3073, K:2017/960 sayılı; 02/03/2017 günlü, E:2016/1127, K:2017/961 sayılı; 02/03/2017 günlü, E:2016/1131, K:2017/962 sayılı; 02/03/2017 günlü, E:2016/2827, K:2017/963 sayılı kararları da bu yöndedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE;
2. ... İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA;
3. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin 3622 sayılı Kanun ile değişik 3. fıkrası uyarınca ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 20/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.