3. Hukuk Dairesi 2020/3027 E. , 2020/4797 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı ... Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... isimli gemide işçi olarak çalıştığını, 03/11/2007 tarihinde davalı ... Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş"nin taşeron firması olan ...Tahmil Tahliye adlı firma tarafından, işçi olarak çalıştığı gemiye ponza taşı yüklemesi yapıldığını, yükleme bitmiş olmasına rağmen davalı vinç operatörü ..."nun diğer davalı ..."nun işareti ile ambara yük koymaya çalıştığını, bu sırada elinin ambar rayının arasında kalarak sağ el serçe parmağını kopardığını belirterek, şimdilik 25.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacının 44.342,16 TL maddi tazminat talebinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine dair verilen kararın davacı ve davalı ... Tarım San.ve Tic.A.Ş. tarafından temyizi üzerine Dairemizin 18.10.2018 tarihli ve 2018/6188 E., 2018/10232 K.sayılı ilamı ile özetle; "..somut olayda, mahkeme kararının gerekçesinde davalıların tazminattan sorumluluk halleri yönünden hükmedilen sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmadığı, bu bakımdan, yasanın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun görülmediği" gerekçesiyle bozulmuştur.
Dairemizin bozma ilamı üzerine Mahkemece; dava dilekçesinin HMK 114/1-c maddesi gereğince görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Ceyhan 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Bilindiği üzere, mahkemece verilen kısa karar (hüküm), bir davayı esastan çözümleyen ve uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardandır. Bu kararla, mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş; gerekçeli kararı, kısa karar doğrultusunda ve yasal gerekçeleriyle birlikte hakimin yazmasından ibarettir. Eş söyleyişle, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. Esasen, ilamın tefhim edilen kısa karara uygun yazılması ve gerekçe taşıması, kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardan olup, bu kurala yasa koyucu HMK"nun 297. maddesiyle varlık kazandırmıştır.
Yine Anayasamızın "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141. maddesinin 3. fıkrasında; "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre; gerekçe, hükümle çelişik olamaz. Aksinin kabulü, mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve yasalarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
Somut olayda; gerekçeli kararda "2018/6188 E., 2018/10232 K. sayılı bozma ilamına uyulduğu" belirtilmesine rağmen, hükmün 3.bendinde "Görev konusu kamu düzeninden olup derhal ve re"sen uygulanması gerektiğinden Yargıtay bozma ilamına uyulup uyulmaması hususunun görevli İş Mahkemesince değerlendirilmesine" karar verilmiştir. Bu haliyle gerekçe ile hüküm arasında sonuca etkili çelişki olup, bu durum usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.