4. Hukuk Dairesi 2017/151 E. , 2019/4802 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/06/2010 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalıya yapılan yersiz ödemenin tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının, yapılan takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, icra takibine konu alacağın faiz alacağı olduğunu, asıl alacağın ödenmiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığını, yapılan ödemelerde kusurun davacıya ait olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun kapsamında, yargılama sırasında davalının borcunu yapılandırmak üzere yaptığı 22/04/2011 tarihli ilk başvurunun, davacı Kurumun Hukuk Servisine 20/10/2011 tarihinde intikal etmesinde ve yapılandırma yapılmamasındaki kusurun davacıya ait olduğu, bu durumda davalının yapılandırma yapılmış olsa idi ödemesi gereken miktarın yapılan hesaplama ile 8.741,15 TL olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 8.741,15 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağın % 40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu"nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptali davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız ve alacağın likit olması zorunludur. İcra inkar tazminatının kanuna konuluş amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bu miktarı tayin edebilecek durumda olan borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine borcunu inkar etmesini önlemektir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin öngörülebilir olması; böylece, borçlunun borç tutarını
tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifade ile borçlunun ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut olayda, mahkemece davacı Kurum ile yapılan yazışmalar ve yaptırılan bilirkişi incelemeleri neticesinde davacının faiz alacağı hesaplanarak saptanmış olup, dava konusu faiz alacağı likit değildir. Dolayısıyla, itirazın iptali halinde alacaklının icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada gerekse öğretide öngörülen alacaktaki “likit” yani muayyenlik ve belirlenebilirlik koşulu somut olayda gerçekleşmemiştir.
Şu durumda mahkemece, takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, yasal koşulları bulunmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de, belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, mahkeme kararının 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenle icra inkar tazminatına ilişkin gerekçede yer alan “asıl alacağın % 40’ı olan 3.496,46 TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine..” ve hüküm fıkrasının (1) nolu bendinde yer alan “asıl alacağın %40’ı olan 3.946,46 TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine” cümlelerinin çıkarılmasına, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.