11. Hukuk Dairesi 2018/5860 E. , 2019/7003 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/05/2017 tarih ve 2016/284 E- 2017/202 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 04/10/2018 tarih ve 2018/299 E- 2018/995 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının "BANKAMATİK" ana unsurlu markaların, ayrıca "İŞCEP" ibareli, "İLK CEP+ŞEKİL" ibareli ve İLK İŞ CEP+ŞEKİL" ibareli markaların da sahibi olduğunu, davacının bu markalarının serisi niteliğinde 09.02.2015 tarihinde "TÜRKİYE İŞ BANKASI İŞCEPMATİK" ibareli 9. ve 36. sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2015/10446 kod numarası verilen bu başvuruya davalının "CEPMATİK" ibareli 9. sınıf ürünleri içeren 2010/46394 sayılı markasına dayanarak yaptığı itirazın TPMK YİDK"nin 2016/M-5242 sayılı kararıyla kabul edilerek, davacının marka tescil başvurusunun 9. sınıf ürünler bakımından reddedildiğini, kararın haksız olduğunu, zira başvuru konusu işaret ile redde mesnet marka arasında iltibasa neden olacak bir benzerlik olmadığını ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nin anılan kararının iptaline ve başvurunun tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, her iki taraf markasında da "CEPMATİK" ibaresinin asıl ve ayırt edici unsur olduğu, redde mesnet alınan markanın 9.sınıftaki ürünleri içerdiği, başvurunun da 9. sınıf ürünler için reddedildiği, anılan ürün ve hizmetlerin alıcısı ve yararlanıcısı konumundaki ortalama tüketici ve yararlanıcı kitlesinin, özellikle marka ve başvuru konusu işaretlerin asıl ve ayırt edici unsurlarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olması da göz önüne alındığında, bu iki markayı ilişkilendirmesinin kaçınılmaz bulunduğu, zira başvuru konusu işaretin, davalının markasının yeni düzenlenmiş bir versiyonu gibi algılanacağı, davacının önceki markalarının "CEPMATİK" ibaresini içermediğinden, işbu dava konusu olan başvuru için kazanılmış hak teşkil etmeyeceği, bu haliyle başvurunun davacının önceki tarihli markalarına değil, redde mesnet "CEPMATİK" ibareli markaya yanaştığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, davacının “TÜRKİYE İŞ BANKASI İŞCEPMATİK” ana unsurlu başvuru markası ile davalının “CEPMATİK” ibareli itiraza mesnet markasının 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğu ve markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İltibas tehlikesinin değerlendirmesinde markaların baskın unsurları da gözetilmek suretiyle üzerinde kullanılacağı ürünlerin ortalama tüketicileri nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak karışıklığa yol açıp açmayacağının dikkate alınması gereklidir. Bu hususlar dikkate alınarak yapılan değerlendirmede davalı markasında bulunan “Cepmatik” ibaresi zayıf marka niteliğinde olduğu, davacı başvurusunda bu ibarenin yanında davacının tanınmış “Türkiye İş Bankası” ve “İş” ibarelerine de yer verilmiş olmakla davacı başvurusuna davalı markası karşısında yeterince ayırt edicilik kazandırıldığı sabittir. Diğer bir ifade ile, davacı başvurusundan çıkarılan 9.sınıf hizmetlerin alıcıları olan ortalama tüketicilerin davalının “cepmatik” ibareli ürün ve hizmetlerini satın almak isterken markaları karıştırarak davacının “Türkiye İş Bankası İşcepmatik” ibareli ürün ve hizmetlerini satın alması mümkün değildir. Bu itibarla 556 sayılı KHK"nın 8/1-b bendi uyarınca dava konusu davacı başvuru markasının davalı markası ile ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde iltibas tehlikesine yol açacak derecede benzer olmadığı ve markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu yönden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.