11. Hukuk Dairesi 2019/23 E. , 2019/7005 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 13.07.2017 tarih ve 2015/770-2017/622 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı bankadan 11/07/2008 tarihinde dövize endeksli girişimci kredisi kullandığını, davalı banka tarafından dosya ücreti, işlem masrafı, telefon gideri, ekspertiz masrafı, kredi kullandırım masrafı, işlem komisyonu, gecikme ücreti vs şeklinde bir çok isim altında çeşitli kesintiler yapıldığını, masrafların banka tarafından hangi gerekçe ile tahsil edildiğinin belli olmadığını ileri sürerek haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan kesintilerin tespiti ile şimdilik belirsiz olan işbu alacak kalemlerine yönelik olarak 1.000,00 TL"nin kesinti tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 28.149,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, tahsil edilen masrafların banka uygulamalarına uygun olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, imzalanan sözleşme içeriğinde dava konusu masrafların davacıdan tahsil edilebileceğine dair hüküm bulunmadığı, davacının kredi sözleşmesi imzalanmadan önce bu tür yükümlülükler hakkında bilgilendirildiğine dair de bir bilgilendirme formu da ibraz edilmediği, bu itibarla bankanın olağan bankacılık hizmetlerinden kaynaklanan bu hizmet kalemlerini davacıdan tahsil etmesinin hukukî bir dayanağı olduğundan bahsetmenin mümkün görülmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile 28.149,00 TL"nin 11/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı tarafından kullanılan girişimci kredisi sebebiyle davacıdan tahsil edilen kredi tahsis, dosya ücreti vs. gibi çeşitli isimler altında haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen bedellerin davalıdan tahsiline ilişkindir. Mahkemece davacıdan alınan masrafların kanuni dayanağı bulunmadığı ve sözleşmede de hüküm olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yöndedir. (Emsal nitelikteki Dairemizin 15.04.2019 Tarih, 2019/1303 Esas-2019/2961 Karar sayılı ilamı). Öte yandan taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinde oran belirtilmemekle birlikte davalı bankanın çeşitli masraf ve komisyonlar alabileceğine yönelik hüküm de bulunmaktadır. Bu itibarla yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu ve TTK’nın ilgili hükümleri de değerlendirilip tartışılmak suretiyle gerekirse bilirkişi kurulundan da rapor alınarak davalı bankanın davacıdan isteyebileceği masraf, komisyon v.s. gibi bedellere ilişkin miktarlar belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile eksik inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.