11. Hukuk Dairesi 2019/33 E. , 2019/7015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/04/2018 tarih ve 2014/1993 E.- 2018/394 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi"nce verilen 25/10/2018 tarih ve 2018/1635 E.- 2018/1457 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin alacaklısı olduğu Fiber Elektrik İnş. Nak. San.Tic. Ltd. Şti. ile davalı ... arasında 10.08.2012-23.12.2013 tarihlerini kapsayan "Montaj Tüm Riskler Sigorta Poliçesi" akdedildiğini, Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş"den ihale ile alınan Siirt ilinde elektrik kablolarının yeraltına döşenmesi işiyle ilgili risklerin sigortalandığını, sigortalının iş yerinde 23.05.2013 tarihinde meydana gelen hırsızlık sonucu yeraltı kablolarının çalındığını, sigorta ettiren tarafından güvenlik güçlerine bildirimde bulunulduğunu, sigorta şirketine ihbar edilerek hasar dosyası açıldığını, kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşyanın çalındığını, sigortalının bu tazminat nedeniyle davalıdan olan alacağını müvekkili şirkete temlik ettiğini, ihtara rağmen davalı şirket tarafından ödeme yapılmadığını ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL"nin ticari faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu poliçede sigortalının Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş olup sigorta ettiren konumundaki Fiber Elektrik Ltd. Şti."nin sigorta teminatını talep edemeyeceğini, olayın hırsızlık değil güveni kötüye kullanma suçuna vücut verdiği, zira sigortalı şirket çalışanlarının kendilerine emanet edilen kabloları 3 kişilere sattığı, poliçeyle, sigortalıya hizmet sözleşmesi ile bağlı olarak çalışan kişilerin neden olduğu hasarların teminat dışı bırakıldığını, depodan alındığı ileri sürülen malzemelerin bulunarak sigorta ettirene teslim edildiğini bu nedenle sigortalı şirketin herhangi bir zararının söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının 05.09.2013 tarihli temlikname ile, Fiber Elektrik İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin Axa Sigorta A.Ş"den Siirt Merkez Şantiyesi"nde 23.05.2013 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı ile doğan alacağını temlik ettiği, hırsızlık olduğu ileri sürülen olayın ceza yargılamasına konu olduğu, Siirt 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/463 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda verilen kararda, sanıkların pişmanlık göstererek 3. kişilere satmış oldukları elektrik kablolarının müştekiye iadesini sağladıklarının ve müştekinin de iadeye rıza göstererek şikayetinden vazgeçtiği tespitinin yapıldığı, kararın 20.01.2015 tarihinde kesinleştiği, ceza yargılamasıyla tespit edilen kesinleşmiş maddi olguların hukuk yargılaması için de bağlayıcı olduğu, buna göre, çalındığı iddia edilen mallar sigortalı şirkete iade edildiğinden sigorta teminatı kapsamında sigortalı şirket tarafından talep edilebilecek bir alacağın bulunmadığı, var olmayan bir alacağın temlikinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin, çalındığı iddia edilen malların iade edilmesi sebebiyle sigorta poliçesi kapsamında talep edilebilecek bir alacağın bulunmadığı şeklindeki tespitinin yerinde olduğu, ayrıca, davaya konu sigorta poliçesinin özel ve genel şartlarıyla, sigortalı veya onun yerine kaim olan kişinin kastından kaynaklanan zararın teminat kapsamında bırakıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dava, Montaj Tüm Riskler Sigorta Poliçesi"nden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu bölge adliye mahkemesince yazılı gerekçelerle esastan reddedilmiştir.
İlk derece mahkemesince, hırsızlık olduğu ileri sürülen olayın ceza yargılamasına konu olduğu, yapılan yargılama sonucunda sanıkların güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edildiği ve kararın kesinleştiği, ceza mahkemesinin gerekçeli kararıyla, sanıkların pişmanlık göstererek, 3. kişilere satmış oldukları kabloları müştekiye iade ettikleri, müştekinin de iadeye rıza göstererek şikayetinden vazgeçtiği hususların tespit edildiği, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilen maddi olguların hukuk mahkemesi bakımından da bağlayıcı olduğu, çalındığı iddia edilen mallar sigortalı şirkete iade edildiğinden sigorta kapsamında tazmini gereken bir zarar oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak ceza mahkemesince sanıkların eylemi sabit görülerek mahkumiyetlerine karar verilmişse de, 5271 sayılı CMK"nun 231/5. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. “Ceza mahkemesi kararının hukuk hâkimini bağlayabilmesi için TBK’nın 74. maddesi uyarınca, ceza mahkemesi kararının maddi olgu yönüyle kesinleşmiş olması gerekir. Eğer bu yönden kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararı bulunmuyorsa, hukuk hâkimini bağlayacak bir ceza mahkemesi kararından da söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle somut olayda ceza hukuku anlamında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmadığından ceza mahkemesi kararı TBK’nın 74. maddesi uyarınca hukuk hâkimini bağlamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 26.11.2014 tarih, 2013/4-1183 E. 2014/960 K. sayılı ilamı) Bu durumda, mahkemece, ceza dosyası getirtilip gerekirse bilirkişi incelemesi de yaptırılarak ne miktarda kablo çalındığının ve müştekilere iade edildiğinin, sigorta poliçesi kapsamında tazmini gereken bir zarar bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-) Öte yandan, Bölge Adliye Mahkemesi"nce, Montaj Sigortası Genel Şartları’nın “h” bendiyle, sigortalının veya onun yerine kaim olan sorumlu kişilerin kastı ve ağır kusurundan kaynaklanan zararların teminat dışı olduğunun belirtildiği ve aynı hükmün sigorta poliçesi özel şartlarında tekrar edildiği, hırsızlık olduğu iddia edilen olayı gerçekleştiren kişiler sigortalı şirketin işçileri olduğundan zararın teminat kapsamı dışında olduğu sonucuna varılmışsa da davacı yan, yargılama sürecinde, bu kişilerin işten çıkarıldığını ve hırsızlığın gerçekleştiği tarihte sigortalı şirketin işçisi olmadığını ileri sürmüş ve işten ayrılış bildirgelerini ibraz etmiştir. Söz konusu belgelerin incelemesinden, sigortalı şirketin, SGK’ya sanıklar Reşit İzci ve Kemal İzci’nin 16.05.2013 tarihi itibariyle işten ayrıldıklarını bildirdiği anlaşılmıştır. Hırsızlık olduğu iddia edilen olay ise 23.05.2013 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu durumda, mahkemece, SGK’ya müzekkere yazılarak, sanıklara ait şahsi sicil dosyasının getirtilmesi ve sanıkların hırsızlığın gerçekleştiği tarihte sigortalı şirketin işçisi konumunda olup olmadığının belirlenmesi, hırsızlığın olduğu tarih itibariyle işten ayrıldıklarının tespit edilmesi halinde ise, işten ayrılış bildirgesinin hangi tarihte yapıldığı ve sigorta poliçesi genel ve özel şartlarının zikredilen hükümlerinin değerlendirilmesi suretiyle zararın sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bölge adliye mahkemesi kararının bozularak kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.