Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4213
Karar No: 2020/4866
Karar Tarihi: 28.09.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/4213 Esas 2020/4866 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/4213 E.  ,  2020/4866 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki alacak-maddi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı iş yerinde 26.05.2011-13.06.2014 tarihleri arasında kabin memuru olarak çalıştığını, davalı işverenin işyeri hekimine müracaat etmeden rapor alma ve davranış kurallarına uygun hareket etmemek sebeplerini gerekçe göstererek iş akdini feshettiğini, fesihte bildirilen sebeplerin gerçeğe uygun olmadığını, feshin son çare olma ilkesinin dikkate alınmadığını, haksız gerekçe ile işten çıkarıldığını ileri sürerek, işe iadesine ve iş güvencesi hükümlerinden yararlanmasına karar verilmesini istemiştir. Davacı 07.06.2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davasını tamamen ıslah ederek, davacı şirkette 01.04.2012 tarihinde imzaladığı hizmet sözleşmesi ile çalışmaya başladığını, kabin memuru olarak yurtiçi ve yurtdışı uçuşlarda görev yaptığını, işten çıkartılmadan önce son maaşının 463 Euro olduğunu, 50 saati aşan her uçuş için 1,5 Euro ek uçuş tazminatı, uçuşlarda yapılan yemek satışından hesaplanan ek prim ücreti, asgari geçim indirimi, iç hat/dış hat ayrımına göre ücret aldığını, 20.05.2014 tarihinde uçuşundan sonra görevini ve sorumluluklarını yerine getirmediği gerekçesiyle bir takım evrakların imzalatılmaya çalışıldığını, daha sonra insan kaynakları ile görüştüğünde işten çıkartıldığını öğrendiğini, noterden gönderilen fesih bildiriminde 21.02.2014 ve 20.05.2014 tarihlerinde uçuşa katılmayıp işyeri hekimine görünmeden rapor alması, 14.04.2014 tarihinde kişisel tutum ve davranışlar kuruluna uygun davranılmaması gibi nedenlerle iş akdinin sonlandırıldığının bildirildiğini, 14.04.2014 tarihinde hangi kuralı ihlal ettiğini bilmediğini, bu konuda kendisine bir uyarı da verilmediğini, tüm şirket kurallarına uyduğunu ileri sürerek, iş aktinin haksız feshi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları
    saklı kalmak kaydıyla 9.870,00-TL cezai şartı ve 100,00-TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, hizmet sözleşmesinin davacının davranışları nedeniyle haklı sebeple feshedildiğini, davacının 6 ayda üç kez ihtar aldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 9.870,00-TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dava, sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasına dayalı cezai şart ve tazminat istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamından, davacının 14.07.2014 tarihinde haksız gerekçe ile işten çıkarıldığını ileri sürerek işe iadesine ve iş güvencesi hükümlerinden yararlanmasına karar verilmesi talebiyle Bakırköy 30. İş Mahkemesinde dava açtığı, 03.04.2015 tarihinde davanın reddine karar verildiği, davacının temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 29.06.2015 tarih ve 2015/16688 esas, 2015/23405 karar sayılı ilamı ile davacının 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalışan olmadığı, İş Mahkemelerinin görevli olmadığı, bu neden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle 03.04.2015 tarihli kararın bozulduğu, Bakırköy 30. İş Mahkemesince bozma ilamına uyularak görevsizlik kararı verildiği, davacının dosyanın Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmesinden sonra davasını tamamen ıslah ettiği, davacının 01.04.2012 tarihli sözleşme ile davalı şirkette kabin memuru olarak çalıştığı, iş akdidinin davalı tarafından 06.06.2014 tarihli ihtarla 21.02.2014 ve 20.05.2014 tarihlerinde işyeri hekimine müracaat etmeden rapor alınması ve 14.04.2014 tarihinde kişisel tutum ve davaranışlar kuralına uygun davranılmaması nedenleriyle feshedildiği, bilirkişi incelemesinden sonra davacının 23.11.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebi kapsamında 15.260,45-TL bakiye süre ücret ve 8.498,51-TL ihbar tazminatı talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Islah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK"nun 176. maddesinde ıslah; “taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir" olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun"un müteakip 177. maddesine 28.07.2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesi ile "6100 sayılı Kanunun 177 nci maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve diğer fıkra buna göre teselsül ettirilmiştir. “(2)Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” hükmü eklenmiştir. Kural olarak; dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usulüne ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Ne var ki; ıslahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak
    bulunmamaktadır. (HGK"nun 26.09.2011 tarih, 2011/1-364 E.- 2011/453 K.sayılı ilamı) Bu durumda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de yeni dava konusu, önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Dolayısıyla ıslahla, dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.
    Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davacının geçerli sağlık raporlarının bulunduğu, davacı hakkında düzenlenen 14.04.2014 tarihli ihtara konu olumsuz davranışı hakkında herhangi bir somut isnatta bulunulmadığı da dikkate alınarak feshin haklı bir nedene dayanmadığı, yine davacıya ait sağlık raporlarının geçerli olmadığına, gerçeği yansıtmadığına dair bir itirazın da bulunmadığı anlaşılmıştır. Usuli kazanılmış hakları ihlal etmemek üzere bozmadan sonra ıslah yapılabilir. O halde mahkemece, raporlu dönemlere herhangi bir itiraz yapılmadığından bu sürelerin tazminat hesabında dikkate alınması gerektiği de gözetilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 35,90 TL temyiz harcının davacıya iadesine, aşağıda dökümü yazılı olan 505,67 TL bakiye temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/09/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi