Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/806
Karar No: 2017/1478
Karar Tarihi: 09.02.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/806 Esas 2017/1478 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2017/806 E.  ,  2017/1478 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Nüfus (Çocuğun Soyadının Düzeltilmesi)

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, (Kapatılan) Yargıtay 18. Hukuk Dairesi"nin bozma kararına karşı direnme kararı verilmiş olup hükmün davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


    KARAR

    Dava dilekçesinde, boşanma kararı ile velayet hakkı annesine verilen ...." olan soyadının ".... olarak değiştirilmesi istenmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile ...." olan soyadının "..... olarak değiştirilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz istemini inceleyen Yargıtay..... Hukuk Dairesi, 19.11.2013 gün 2013/12697 Esas 2013/15917 Karar sayılı ilamı ile mahkeme kararı, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi"ne ait olduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece önceki hükümde direnilmesine karar verilmesi üzerine, anılan direnme kararı davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK"na eklenen geçici 4/1. maddesi uyarınca, inceleme yapılmak üzere, dosya Dairemize gönderilmiştir. 6100 sayılı HMK"nun 6763 sayılı Kanun"un 43. maddesi ile Değişik 373. maddesinin 5. bendi hükmüne göre, Dairemizce dava dosyası yeniden incelenmiştir.
    Dava, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden Yargıtay....Hukuk Dairesi"nin 19.11.2013 gün 2013/12697 Esas 2013/15917 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyanın esasının incelenmesi sonucu;
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı ..."tan olma çocuk.....soyadının annenin soyadı olan ".... olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacı ile davalı ..."ın evliliklerinden soyadının değiştirilmesi istenen ..... 09.06.2007 tarihinde dünyaya geldiği, davacı ... ile davalı ..."ın ... 5. Aile Mahkemesi"nin 24.02.2009 gün 2008/910 esas, 2009/220 karar sayılı kararı ile boşandıkları..... velayetinin davacı anne ..."a bırakıldığı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda çözümlenmesi gereken husus; evlilik birliği içinde doğan, boşanma ilamıyla velayeti anaya verilen çocuğun, evlilik birliği içinde doğumla kazandığı soyadının davacı ananın soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır.
    2525 sayılı Soyadı Kanunu"nun 4. maddesinin 2. fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki 1. cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra, bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi velayetin anneye bırakılması hallerinde bu hakka sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek amacıyla bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir.
    2525 sayılı Kanun"un 4. maddesindeki düzenlemenin, Yasa"nın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi ilk defa soyadı alınması ile ilgili olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 321. maddesindeki hüküm karşısında, bu kuralın günümüzde sadece bazı istinai durumlarda uygulanabilmesinin söz konusu olduğu Anayasa Mahkemesi"nce de kabul edilmektedir. Yüksek mahkeme, Türk Medeni Kanunu"nun 335 ve 336. maddeleriyle Anayasa"nın 10. ve 41. maddelerine aykırılığı nedeniyle bu maddeyi iptal etmiştir. Bu maddeler, velayet hakkının kullanılmasında ana ve babanın birbirlerine eşit oldukları ilkesini ön plana çıkarmakta olup 743 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun eşitliğe aykırı hükümleri yürürlükten kaldırılmasıyla son bulmuştur.
    Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi hükümleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin kararlarında da çok geçerli nedenlerin varlığı dışında yalnızca cinsiyete dayalı bir farklı muamelenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağını ihlal ettiği kabul edilmektedir. Eşitlik ilkesi, Anayasa Mahkemesi"nin kararında da değinildiği gibi aynı konumda bulunan kadın ve erkeğin yasalar önünde eşit haklara sahip olmasını gerektirmekte, diğer bir ifadeyle kadın veya erkeğin kendi lehine bir üstünlük yarışına girmesine hukuk düzeni izin vermemektedir. Anayasa Mahkemesi"nce iptal edilen yasa maddesi Kanun"un kabul edildiği 21.06.1934 tarihinin koşullarına göre uygun bulunmakta olup esasen aradan geçen zaman içinde yukarıda kısmen değinilen hukuki gelişmeler karşısında iptalinden başka bir çare de kalmamıştır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmünün Anayasa"ya aykırı olmadığına karar vermiş, buradaki “aile soyadı” deyiminden babanın soyadının anlaşılacağı Anayasa Mahkemesi"nce de kabul edilmiştir (Anayasa Mahkemesi"nin 02.07.2009 gün ve 2005/114-2009/105 sayılı kararı). Buna karşılık Türk Medeni Kanunu"nun sözü edilen bu maddesindeki “evli değilse ananın” ibaresi Anayasa"nın 10 ve 41. maddelerine aykırı bulunarak baba lehine iptal edilmiştir. Bu maddenin iptalinden önce anne ve babanın sonradan evlenmesi (Türk Medeni Kanunu"nun 292. maddesi) veya aynı Kanun"un 27. maddesine bağlı haklı nedenlerden dolayı soyadının değiştirilmesi halleri dışında çocuğun babanın soyadını alma imkanı bulunmamaktaydı.
    Çocuğun soyadı, TMK"nun soybağı hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, soybağı ile doğrudan yani birebir ilişkilidir. Soybağıyla ilgili hükümler ise, soybağının kurulması başlıklı birinci ayırımda yer alan 282 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
    Soybağı, çocuğu ana ve babaya bağlayan kan bağıdır. Veya birbirinin sulbünden gelen kimseler arasındaki hısımlık ilişkisidir.
    Soybağının kurulması TMK"nun 282. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde kaynak İsviçre Medeni Kanunu"nun 258. maddesine tekabül etmektedir. Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Bunun için başkaca bir merasime ihtiyaç yoktur. Çünkü, çocuğun anası doğuran kadındır. Baba ile çocuk arasındaki soybağı ise, ana ile evlilik, tanıma veya babalığa hükümle yani hakim hükmüyle kurulur. Ayrıca, af kanunları ve evlat edinme yoluyla da soybağının kurulduğu vardır.
    Soybağıyla ilgili bu kısa açıklamalardan sonra, çocuğun soyadının nasıl ve kimin tarafından konulacağının incelenmesinde yarar vardır. Ancak, konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, işe çocuğun adından başlayalım. TMK"nun 339/5. maddesine göre çocuğun adını ana ve babası koyar. Ana ve baba çocuğun adı üzerinde anlaşamazlarsa aile mahkemesi hakimi tarafından çocuğa bir ad konulur.
    Çocuğun soyadı, ad konulmasından tamamen farklıdır. Çünkü, soyadı aile içerisinde yer alan bireyleri birbirine bağlayan ve o aileyi diğer ailelerden ayırmaya yarayan bir simgedir. Bu bağlamda, çocuğa soyadı konulmasından değil çocuğun soyadı kazanmasından söz edilir. Zira, ana ve babanın velayet hakkı kapsamında çocuğa soyadı koyma hak ve yetkileri yoktur. Çocuğun soyadını, soybağı belirler.
    Çocuğun hangi soyadını alacağı konusunda Türk Medeni Kanunu"nun 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 28. maddesinde Soyadı Nizamnamesi"nin 15. maddesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik"te düzenlemeler mevcuttur.
    Bu düzenlemelere göre; çocuk soyadını, evlilik birliği içinde doğmuş ise, ailenin yani babanın, evlilik birliği dışında doğmuş, babayla soybağı kurulmamış ise ananın, soybağının ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma yahut mahkeme kararıyla, yani babalık hükmüyle kurulmuş ise babanın soyadını almaktadır. Bu düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç şudur. Çocuğun soyadı, ana ve babasıyla soybağı ilişkisini göstermektedir.
    Bu durumda, çocuğun doğumla veya kan bağına dayanan soybağıyla veyahut evlat edinmeye dayanan yapay soybağıyla kazandığı soyadının velayet hakkına sahip ana, babanın ya da çocuk vesayet altında ise, vasinin talebiyle değiştirilip, değiştirilemeyeceği sorunu TMK"nun 321. maddesi hükmü ve soybağına bağlanan hükümler esas alınarak çözümlenecektir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında, bir çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde annesi ile babasının evli olup olmadığına bakmak gerekir; anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra, onun soyadını velayet hakkına dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanunu"nun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanunu"nun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun..... olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının anneye verilmiş olması, çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi, hukuki mevzuat da buna onay vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi, sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya verilmesi halinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır. Yargı mercilerinin bu durumu ve çocuğun yüksek yararını gözeterek anne ile babanın veya ailelerin hukuken oluşmuş statüleri değiştirmeye çalışmalarına izin vermemesi gerekir.
    Somut olaya gelince; soyadının değiştirilmesi istenen 09.06.2007 doğumlu .... evlilik birliği içinde doğmuş ve Türk Medeni Kanunu"nun 321. maddesine göre ailenin diğer bir deyimle babanın soyadını almıştır. Çocuk reşit oluncaya veya baba Türk Medeni Kanunu"nun 27. maddesindeki koşulları kanıtlayarak soyadını değiştirene kadar aile soyadını taşımalıdır. Çocuğun anne ve babasının 24.02.2009 tarihinde boşanmaları sadece boşanma ve velayet hakkı nedeniyle anneye böyle bir dava açma hakkı bahşetmez. Davacının dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların hukuki bir dayanağı bulunmadığı gibi soyadı değişikliğinin çocuğun evlilik içinde doğmakla kazandığı meşru statüye ve onun yüksek menfaatlerine zarar vereceği gerçeği karşısında mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Açıklanan sebeplerle 18. Hukuk Dairesi"nin 19.11.2013 gün 2013/12697 Esas 2013/15917 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASI ile yerel mahkemenin 17.04.2014 gün 2014/155 Esas 2014/523 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince değişik gerekçe ile BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi