22. Hukuk Dairesi 2018/12162 E. , 2019/6680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Belediyede Mayıs 1999 yılında işe başladığını ve bu çalışmasını Kasım 2011 yılına kadar aralıksız sürdürdüğünü, 6111 sayılı Kanun"un 166. maddesi kapsamında davalı tarafça ... Valiliği Tespit ve Tahsis Komisyonuna, müvekkilinin ihtiyaç fazlası olduğu yönünde bildirim yapıldığını, bunun üzerine müvekkilinin işçi olarak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü"ne atandığını, müvekkilinin işe girdiği tarihten itibaren her ay maaşının davalı kurum tarafından eksik ödendiğini, her ay maaşının yaklaşık % 25"inin davalı uhdesinde kaldığını, ... Sendikası üyesi olan müvekkilinin toplu iş sözleşmesi gereğince haftalık çalışma süresinin 40 saat olduğunu, ancak davacının haftada 55 saat çalıştığını ve fazla çalışma ücretini de alamadığını, toplu iş sözleşmesinde bahsedilen aile yardımı, yemek, yakacak, giyim, taşıt yardımları gibi ek tediye, ikramiye ve avans niteliğindeki izin harçlığını da alamadığını, açıklanan nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, maaş alacağının, fazla çalışma ücretinin, yıllık ücretli izin alacağının, hafta tatili ücret alacağının, zam farkları alacağının ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ek tediye, ikramiyenin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının talep etmiş olduğu alacakların zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Davacı vekilinin Temyizi Yönünden;
Kararı temyiz eden davacı vekilince temyiz yoluna başvurma harcı ve karar karcının yatırılmadığı, mahkemece davacı vekiline usulüne uygun muhtıra çıkarılarak temyiz başvuru ve karar harcının yedi günlük kesin sürede tamamlanması aksi halde temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağının ihtar edildiği, ancak yedi günlük kesin süre içinde söz konusu harçların yatırılmadığı anlaşılmıştır. Yedi günlük kesin süre içinde temyiz harçları yatırılmadığından 6100 sayılı Kanun"un geçici 3. maddesi ile uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun"un 432. maddesi gereğince davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
2-Davalı ... vekili Temyizi Yönünden;
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında ıslaha karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınıp alınmayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def"inde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı itirazına davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa(suskun kalınmışsa) zamanaşımı itirazı geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı itirazının geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı itirazına davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı itirazı dikkate alınmaz.
Somut uyuşmazlıkta, davacı yargılama aşamasında davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığına dair beyanda bulunmamış, hatta ön inceleme duruşmasında Mahkemenin davanın kısmi alacak davası olduğu tespitine yönelik davacı vekilinin bir itirazı da olmamıştır. Davacı davasını 16.02.2015 tarihinde ıslah etmiş olup, ıslah dilekçesi 17.02.2015 tarihli 8.celsede davalı vekiline elden tebliğ edilmiştir. Davalı vekili 17.02.2015 tarihli dilekçesi ile açıkça ıslaha karşı zamanaşımı def"i ileri sürmüştür. Süresi içerisinde ileri sürülen zamanaşımı def"inin ıslaha karşı zamanmaşımı def"i olduğu kabul edilmek suretiyle, davacının hak kazandığı alacaklarının miktarının yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı def"i değerlendirilerek belirlenmesi gerekmektedir. Davalı vekilinin süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı defi değerlendirilmeksizin hüküm kurulması hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgililere iadesine, 27.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.