15. Ceza Dairesi 2018/5322 E. , 2020/3489 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemeleri"nin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemeleri"nin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay incelemesinden geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı kanunun 8. maddesi gereğince hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK 305 ila 326 maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK 310. maddesi gereğince de temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden, temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 13/10/2015 gün, 2015/11-120 Esas, 2015/313 Karar sayılı ilamı ile Anayasa Mahkemesi"nin 09/06/2016 tarihli (Başvuru Numarası:2014/4987) ve 22/09/2016 tarihli (Başvuru Numarası:2014/1382) kararlarına göre bu durumun adil yargılanma hakkı kapsamında bulunması nedeniyle, temyiz süresinin hükümde yanlış gösterilmesinin sanık aleyhine yorumlanamayacağı gerçeği karşısında, sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek ve sanığa atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Katılan ..."nın telefonunun arayan şahsın internet ortamından yasa dışı işlerin yapıldığını tespit ettiklerini söyleyerek, katılan ..."yı Vakıfbank’a yönlendirdiği, katılan ..." nın eşi katılan ..."nın da Vakıfbank önüne geldiği, şahsın bu kez ..."ya hitaben "eşinizin tüm banka hesaplarına girilmiş, kimlik bilgilerine Almanya, Fransa bağlantılı suç örgütü tarafından girilmiş eşinizin hesapları boşaltılmış olabilir, hesabınız olan bankalara giderek paranızı çekin, çekdikten sonra banka dışına çıkarak bizden haber bekleyin, telefonunuzu kapatmayın, telefonunuz savcılık tarafından dinleniyor" dediği, bunun üzerine katılanların banka hesaplarından 37.500 TL çektikleri, şahsın Garanti Bankası’nda polis arkadaşın adına hesap açıyoruz bu hesaba 25.000 TL yatırın, örgüt hesaptan parayı çektiği sırada örgüt elemanları yakalanacak dediği, katılanların 25.000 TL"yi verilen talimat doğrultusunda sanığa ait banka hesabına yatırdıkları, daha sonra arayan şahsın bildirmiş olduğu telefon hatlarının her birine 180 TL olmak üzere toplam 1.620 TL kontör yüklemesi yaptıkları, katılanlar tarafından banka hesabına yatırılan 25.000 TL" nin sanık tarafından çekildiği, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; her ne kadar sanık savunmasında; tanımadığı bir şahısın bankaya parasının geleceğini, kredi borçlarının olması nedeniyle parayı çekemeyeceğini, bu parayı kendisi için çekip çekemeyeceğini sorması üzerine, kendisinin de hesap numarasını vererek, söz konusu parayı çektiğini, atılı suçu işlemediğini belirtmişse de; bankadan para çekme görüntülerini içeren cd inceleme tutanağı ve fotoğraflarda sanığın tek başına parayı çekiyor olması, yanında herhangi birinin bulunmaması, savunmasında belirttiği şahsa ait açık kimlik ve adres bilgisi verememesi, savunması yönünde herhangi bir delil ibraz edememesi, katılanların aşamalardaki istikrarlı beyanları, uzlaştırmanın sağlanamadığına dair rapor ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın dolandırıcılık suçunu işlemediği gerekçesine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 09/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.