22. Hukuk Dairesi 2017/21123 E. , 2019/6714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının 2002 yılından beri davalı şirket nezdinde çalıştığını, daha sonra şirketin de yönlendirmesiyle 15.02.2003 tarihinden itibaren davalı üniversitede çalışmaya başladığını, 08.01.2015 tarihine kadar da kesintisiz olarak çalıştığını, şirketler değişse de davacının üniversite nezdinde çalışmaya devam ettiğini, emekliliğe hak kazanması nedeniyle iş sözleşmesini feshettiğini, davalı şirket ile üniversite arasında asıl-alt işverenlik ilişkisi bulunduğunu bu nedenle işçilik alacaklarından birlikte sorumlu olduklarını ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, yıllık izin, hafta tatili, genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin davalı işyerindeki hizmet süresi hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının davalıya ait işyerinde 08.08.2003-08.01.2015 tarihleri arasında 11 yıl 5 ay 6 gün süre ile çalıştığı kabul edilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre ise davacının 08/08/2003 tarihinden itibaren çeşitli işyerlerinde çalıştığı anlaşılmıştır. Dinlenen davacı tanıklarının işyeri çalışan olmadığı, davalı tanıklarının ise davalı işyerinde farklı dönemlerde çalıştığı, uyuşmazlık konusu dönemin tümünü içerir şekilde çalışıp çalışmadığının tespit edilmediği görülmüştür.
Yapılacak iş, öncelikle uyuşmazlık konusu dönem için davalı işyerinde çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla; davacının hizmet döküm cetvelinde çalışmış olduğu işyerlerinin davalı ile olan hukuki ilişkilerinin araştırılmasıdır. Davacının Sosyal Güvenlik Kurum kayıtlarına göre 08.08.2003-08.01.2015 tarihleri arasında çalışmış olduğu işyerlerinin, davalı ile yapılan hizmet alım sözleşmelerinin araştırılması ile bu işyerlerinin davalı işyeri ile asıl işveren-alt işveren ilişkisi hususlarının, çalışmış olduğu tüm işyerlerine ait işe giriş ile çıkış bildirgeleri de nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Yine davacının çalıştığını iddia ettiği yılları içerir şekilde dönem bordroları getirtilerek bu tanıklarında dinlenerek çalışma olgusunun tespiti gerekmektedir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık davacının yıllık izin ücreti alacağının hesaplanması noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut olayda davacı vekili süre belirtmeksizin yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, ispat yükü üzerinde olan işverence imzalı yıllık izin defteri ve eşdeğer belge sunulmadığı gerekçesiyle davacının toplam hizmet süresine göre 11 yıllık dönemde hiç izin kullanmadığı gerekçesiyle 190 gün yıllık izin hakkının bulunduğu kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK 194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 11 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 27/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.