11. Hukuk Dairesi 2018/5879 E. , 2019/7057 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 09/04/2018 tarih ve 2014/313-2018/465 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Amerika"ya yaptığı tasarımlarını ya da kendisine iletilen siparişleri ihraç ettiğini, 24.12.2005 tarihinde karşı ödemeli ve ekspres olarak 11 parça mobilyanın özel olarak paketlenerek ve bütün paketlerin üzerine de “kırılabilir” uyarısı da yazılarak Amerika"ya belirtilen adreslere teslim edilmesi konusunda davalı ile anlaştığını ve davalıya çekler verildiğini, ekspres yani 2 iş günü olan 26.12.2005 tarihinde ulaşması konusunda anlaşılan paketlerin bir süre gümrükte kaldığını, paketlerden 3 tanesinin davalı tarafından yanlış adreslere gönderildiğini daha sonra yine davalı tarafından yanlışlık fark edilerek doğru adrese ancak 3 ay sonra teslim edildiğini ancak bu 1, 2 ve 3 no"lu paketlerin de hasarlı ve kullanılamaz durumda olduğunu, 7 no"lu paketin ise 23.02.2006 tarihinde ulaştırılmış olmasına rağmen müvekkilinin müşterisinin bu gecikme nedeniyle siparişini iptal ettiğini, 6 no"lu paketin ancak 07.03.2006 tarihinde ulaştırıldığını, 4,5,8,9,10,11 no"lu paketlerin ise 26.12.2005 tarihinden beri kayıp olduğunu, müvekkilinin davalı şirkete vermiş olduğu çeklerden 3 tanesini yani 9.000,00 YTL"yi ödediğini, gecikmeden dolayı davalı şirketle yapılan görüşmeler sonucu 4 adet çekin iptal edilerek onların yerine 3 adet başka çekler verildiğini ancak, 6 adet paketin davalı tarafından kaybedildiğini, teslim edilen paketlerin de oldukça geç teslim edildiğini ve ayrıca hepsinin hasarlı ve kullanılamaz durumda olduğunu, müvekkilinin davalının bu kusurlu eylemi nedeniyle müşterilerinin siparişlerinin iptali ile karşı karşıya kaldığını, müvekkili ile çalışmak istemediklerini, mevcut siparişlerini de dondurduklarını ve gözden geçireceklerini ifade ettiklerini, müvekkilinin oldukça büyük ticari itibar kaybettiğini, maddi yönden de büyük zarara uğradığını ileri sürerek, müvekkili tarafından davalıya verilen çeklerin tedbiren ödenmesinin durdurulmasına, müvekkilinin davalı şirkete 07/04/2006 tarih 2.370.- TL bedelli; 18/05/2006 tarih 5.000.- TL bedelli; 30/05/2006 tarih 6.730.- TL bedelli ve 15/06/2006 tarih 1.500.- TL bedelli çekler ve önceden ödenen 9.000.- TL toplamı 24.600.- TL borçlu olmadığının tespitine ve davalı şirkete ödenen 9.000.- TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 11 paketten oluşan ve fatura değeri 765 USD olan konişmento tahtında müvekkiline 24.12.2005 tarihinde alıcı ödemeli olarak ve alıcı adresine gönderilmek üzere emtia teslim ettiğini, paketlerin 28.12.2005 tarihinde USA Gümrüğü"ne girdiğini ve paketlerin ilgili mevzuat uyarınca Gümrükte incelemeye alındığını, bu aşamada alıcının taşıma ve gümrük masraflarını öğrenerek malı almaktan imtina etmesi üzerine Gümrük"de gönderilen adres ve ödeme yönünden işlem yapılabilmesi için davacıdan bilgi istendiğini ve 20.01.2006 tarihine kadar gönderinin Gümrük"de bekletildiğini, gönderiye el konulmak üzere iken davacıya bildirim için son gün olarak ilettikleri 20.01.2006 tarihli yazı geldiğini, anılan yazı uyarınca davacının gönderinin müşteri tarafından nakliye bedeli yüksek bulunduğundan alınmadığını, gönderiyi başka bir adrese yönlendirmek istediklerini, gönderi bedelinin müşteriden tahsil edilerek taraflarınca yapılacağının belirtilerek alıcı ödemeli gönderinin gönderici ödemeliye çevirdiğini, adres değişikliğinin bildirdiğini, bu tarihten sonra Gümrük işlemlerinin değişikliğe göre uyarlandığını, gönderinin 10.02.2006 tarihinde Gümrük"den çıkabildiğini, takiben yönlendirilen adres sahibinin de adres değişikliği yaptığını ve tüm paketlerin değiştirilen bu adrese teslim edildiğini, davacının paketlerin kaybedildiği iddiasının doğru olmadığı gibi taşınanların hasarlı olduğu iddiasının da taraflarınca kabul edilmediğini, paketler alıcıya teslim edilmiş olup, hasar sebebiyle tesellümden imtinanın söz konusu olmadığını yükün taşınmasından kaynaklanan ve taşıyıcıya atfı kabil bir kusur var ise bunun da davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, sunulan fotoğrafların hasarı kanıtlamadığını ayrıca, bu hasarın taşıma kaynaklı kusurdan doğduğunun da herhangi bir bilirkişi incelemesi veya eksper raporu ile tespit edilmediği, sandık içinde davacı tarafından paketlenmiş olduğundan ve taraflarınca sandık açılmak suretiyle kontrol yükümlülüklerinden bahsedilemeyeceğinden yükün uygun paketlenmiş olup olmadığının da davacının sorumluluğunda olduğunu, gecikmenin Amerika Gümrüğü ile adres ve ödeme değişikliğinden kaynaklandığını davacı tarafın da bunu kabul ederek müvekkiline teslim tarihinden sonra çekler verdiğini savunarak, ihtiyati tedbir talebinin ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, taşıma için teslim edilen 11 paketten 8"nin alıcısına teslim edildiği, ancak 3 paketin teslimine ilişkin yeterli bilgi bulunmadığı, teslimi tamamlanan 8 adet eşyanın ambalajlarının durumu hakkında da tutanak bulunmadığı, bazı gönderilerin muhatapları tarafından alınmaması sebebiyle teslimat adreslerinin değiştirildiği, ilk alıcıların gecikmeyi gerekçe göstererek teslimatı reddettiklerine dair bilgi bulunmadığı, bilakis nakliye ücretinin yüksek olması sebebiyle teslim alınmadıklarının anlaşıldığı, keza bir eşyanın alıcı adresindeki değişiklikler sebebiyle teslim edilemediğinin anlaşıldığı ki bu durumda taşıyıcının sorumluluğundan söz edilemeyeceği, ancak teslimi ispatlanamadığı için zayi kabul edilen 3 paket emtianın taşıyıcı tarafından tazmin edilmesi gerektiği, davalının TTK"nın 882/1 maddesi gereğince gönderinin net ağırlığının her kilogramı için 8,33 SDR ödemesi gerektiği, 3 paketin eşyanın ağırlığı olan 229 kg karşılığı 443,16 TL"den davalının sorumlu olduğu, bu sebeple ödeme zımnında verilen 2.370.- TL"lik çekin 443,16 TL"lik kısmı yönünden menfi tespit hükmü kurulması gerektiği, sair istemlerin yerinde olmadığı, süreç içinde davacı tarafın dahi adres değişikliklerinden yahut tesellümden kaçınma gibi hallerden haberdar olduğu, davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, ancak kabul edilen kısım yönünden tazminata hükmedilmemesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı şirketin 07.04.2006 vadeli 78606 numaralı ve 2.370.- TL bedelli çekin 443,16 TL"lik kısmı yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, reddedilen kısım yönünden menfi tespit davasının haksız olduğu ve menfi tespit talebine ilişkin dava değeri nazara alınarak bu değerin %40"ına isabet eden 6.062,73 TL tutarında icra inkar tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kabul edilen kısım yönünden davalı tarafın takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından ve yasal şartları oluşmadığından haksız takip tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve geç teslim ile kayıp nedeniyle uğranılan zararın talep edilmemiş olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, taraflar arasında yapılan taşıma sözleşmesinden kaynaklanan taşıma ücretine istinaden verilen çekler nedeniyle menfi tespit ve ödenen ücretin istirdatı istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı taraf toplam 11 parça emtiadan 1 parçasını davacıya iade ettiğini, 2 parçasını ise aldığı talimat üzerine... isimli kişiye teslim ettiğini savunmuşsa da, anılan 1 parçanın gönderene iade edildiğini ispatlayamadığı gibi diğer 2 parçanın da..."a teslimini ve hatta adı geçene teslim edilmesi yönünde talimat aldığını dahi ispatlayamamıştır. Bu durumda, 6762 sayılı TTK"nın 781/son hükmü uyarınca taşınan eşyanın bir kısmı kaybolmuşsa taşıyıcı, kalan kısma isabet eden taşıma ücretini alma hakkına sahip olacağından kayıp kabul edilen bu emtialar nispetinde davacının ödediği taşıma ücretini talep etme veya bu amaçla menfi tespit isteme hakkı mevcut olup, mahkemece bu doğrultuda taşıma ücretinden alıcı veya alıcının işaret ettiği kimselere teslim edildiği ispatlanamayan 3 kap eşyaya isabet eden navlunun bilirkişiler marifetiyle hesaplanarak sonucuna göre menfi tespit ve istirdat taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı şekilde zayi olan emtia değerinden sorumluluğa hükmedilmesi ve bu sorumluluğun taşıma tarihi itibariyle henüz yürürlükte olmayan 6102 sayılı TTK hükümlerince tespit edilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin 2004 sayılı İİK"nın 72/4 maddesi uyarınca aleyhine hükmedilen %40 tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin anılan temyiz itirazının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.