10. Hukuk Dairesi 2014/6421 E. , 2014/7908 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İzmir 2. İş Mahkemesi
Tarihi :07.11.2013
No :2011/661-2013/490
Dava, ölüm aylığının kesilmesi yönündeki davalı SGK Başkanlığı işleminin iptali ile aylığın yeniden bağlanarak ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, görevli mahkemenin İzmir İdare Mahkemesi olması sebebiyle dava dilekçesinin reddine dair hüküm tesis edilmiştir.
Hükmün, davalı SGK Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 13.09.2001 tarihinde kesinleşen davalıya, 22.09.1979 günü yaşamını yitiren 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamındaki iştirakçi babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla, anılan Kanun hükümlerine göre bağlanan yetim (ölüm) aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle Kurumca gerçekleştirilen işlemle 01.11.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, 01.11.2008 – 31.05.2011 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuku işlemi tesis edildiği anlaşılmaktadır.
506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlarda yer almamakla birlikte ilk kez 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci (son) fıkrasında düzenlenen davanın yasal dayanağı niteliğindeki norm 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, fıkrada “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiş olup, hükmün Anayasa"ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle yapılan başvurunun, Anayasa Mahkemesi"nin 15.12.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.04.2011 gün ve 2009/86 Esas – 2011/70 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, dolayısıyla iptal edilmeyen fıkranın yürürlükte olduğu belirgindir. Şu durumda, 5510 sayılı Kanunun “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğinin belirtilmiş olması, 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinin ikinci fıkrasına koşut/benzer herhangi bir düzenlemenin 5434 sayılı Kanunda yer almaması, taraflar arasındaki çekişmenin 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığının belirgin olması karşısında, bu tür davalarda adli yargı ve giderek iş mahkemelerinin görevli olduğu açıktır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmak suretiyle, davanın esas yönünden incelemesine geçilerek tüm kanıtlar toplandıktan ve Kurumca, davacıya yersiz ödendiği ileri sürülen yetim (ölüm) aylıklarına yönelik yapılan takibin davacı tarafça itirazı sonucu iptaline yönelik açılan dava, İzmir (2.) İş Mahkemesi’nce 07.11.2013 günü karara bağlanan 2013/721-498 sayılı dosya, Yargıtay 10. H.D tarafından incelenmesi sonucu, 2013/25490 E. 2014/358 sayılı Karar ile İş Mahkemeleri’nin görevli olduğu sebebiyle bozulduğu tespit edilmiş olup aralarında irtibat olan ilgili davanın sonucu araştırılarak eldeki dava ile aralarındaki bağlantı ve birleştirme durumu açıklıkla ortaya konulduktan sonra yapılacak irdelemeyle elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.