9. Hukuk Dairesi 2016/11019 E. , 2019/22186 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 04/03/2010 tarihinden 17/03/2014 tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeden ilişiğinin kesildiği tarihe kadar çalıştığını, market görevlisi olarak işe başlayan davacının çalıştığı süre boyunca görevini layığı ile yerine getirdiğini, kısa zamanda bölge satış sorumlusu olan davacının iş akdinin 17/03/2014 tarihinde haklı bir gerekçeye dayanmadan feshedildiği, davacının alacaklarının ödeneceği hususunda oyalandığını, ancak ödeme yapılmadığını, hakkında özel belgede sahtecilik suçu sebebi ile dava açıldığını ve davacının beraat ettiğini, davacı hakkında suç duyurusunda bulunulmasının sebebinin alacaklarını ödemeden işten çıkarmak amacından ibaret olduğunu, davacının sürekli olarak 08:30" da işbaşı yaptığını ve 22:30"a kadar çalıştığını, bu şekilde yoğun tempoda çalışmasına karşı kendisine fazla çalışma ücretinin ödenmediğini iddia ederek, kıdem, ihbar ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmektedir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 04/03/2010 tarihinde davalı işveren nezdinde çalışmaya başladığını çalışmasının 17/03/2014 tarihine kadar sürdüğünü, iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu 25/2-e hükmü gereğince haklı nedenle feshedildiğini, davacı yanın iş akdinin feshine yönelik iddialarının kabülünün mümkün olmadığını, davacının şirket bünyesinde çalışmakta iken 15/03/2014 tarihinde sorumluluğunda bulunan mağazalarda envanter sayısında usulsüzlük yaptığı ve gerçeğe aykırı işlem tesis ettiğinin tespit edildiğini, bu hususlar nedeni ile iş akdinin 17/03/2014 tarihinde şirket tarafından 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/2-e hükmü uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, davacı tarafın beyan ettiği çalışma saatlerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı işyerinde yapılan çalışmaların vardiya usülüne tabi olup, çalışma saatlerinin davacı personelin de hizmet sözleşmesi ile kabülünde olduğu üzere denkleştirme usulüne tabi şekilde belirlendiğini, fazla mesai yaptığını davacı işçinin ispat etmek zorunda olduğunu, davacının işverenlikte en son bölge sorumlusu olarak çalıştığını, dosyada mübrez hizmet sözleşmesi gereğince işçinin tüm hizmetlerine karşılık ücret belirlendiğini bu ücretin fazla mesai, çalışmaları karşılığı ücreti de kapsadığını, savunarak davanın reddini talep etmektedir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalı işverence yapılan feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşveren, işçinin sorumluluğunda bulunan mağazalarda envanter sayısında usulsüzlük yapması ve gerçeğe aykırı işlem tesis ettiğinin tesbit edilmesi üzerine iş akdinin feshedildiğini savunmuştur.
Davalı vekilince dosyaya sunulan deliler arasında ceza dosyasında da dinlendiği anlaşılan davacının sorumluluğu altında bulunan Mehmet Akif Ersoy Mağazasının mağaza sorumlusu ..." nin yazılı beyanı bulunduğu ve bu beyanında davacının mağazada bulunmayan ürünleri varmış gibi sayıma dahil ettirdiği yönünde açıklamada bulunduğu ve yine davacının bu hususta alınan savunmasının dosyaya sunulduğu ve davacının inkar edilmeyen bu savunmasında "Aralık ayında envanter baskısı yüzünden olmayan ürünleri kontrol edip sayıma dahil ettiğini" kabul ettiği görülmüştür.
Davacının özel belgede sahtecilik suçundan yargılandığı ceza davasında dava konusu irsaliyelerin davacı tarafından düzenlendiğine ilişkin tanık Abdullah" ın beyanı dışında sanığın cezalandırılmasına yeterli, kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememiş olmakla kuşkudan sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın suçu işlediği sabit olmadığı gerekçesi ile beraat kararı verildiği görülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin beraatine dair karar verilmiş ve bu karar Yargıtayca da onanmış ise de delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz. Olaya ilişkin diğer işçiler tarafından verilmiş beyanlar, işçinin inkar edilmeyen kabul beyanı karşısında davacının "envanter sayımında olmayan malları varmış gibi sayarak" işvereni yanıltıcı işlemler yaptığı, bu sebeple iş ilişkisinde güven temelinin çöktüğü kabul edilmelidir. Davacının doğruluk ve bağlılık kurallarına aykırı davranışı nedeniyle işverence yapılan feshin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II-e bendi uyarınca haklı nedene dayandığı anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken iş akdinin haklı neden ile feshedildiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile kabulü hatalıdır.
3. Dava kısmi dava olup 16.12.2015 tarihinde dava ıslah edilmiş, bu ıslah dilekçesi davalıya 23.12.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı vekilinin süresi içinde 31.12.2015 tarihli dilekçesi ile ileri sürdüğü ıslaha karşı zamanaşımı def"inin değerlendirilmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/12/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.