21. Hukuk Dairesi 2016/19690 E. , 2018/5693 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan ... Taşımacılık İnşaat Otomotiv Organizasyon Turizim Petrol Ürünleri Ticaret Ve Sanay Ltd. Şti. ile .... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 11.369,95 TL Maddi Tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olacak şekilde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 15.000,00 TL Manevi Tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
1- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
A- ... ... Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. 5510 sayılı yasanın 21/4. maddisine göre ise “... İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacının hesaplanan maddi zarardan rücuya tabi Kurum tahsislerinin düşülmesi gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; düşülmesi gereken bu Kurum tahsisinin rücuya tabi miktarının belirlenmesinde yaşanmakta olup 5510 Sayılı Yasa"nın 21/4 maddesinde açıkça, iş kazasının üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmesi halinde sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin “yarısının” rücuya tabi olacağı düzenlenmiştir. Burada tartışılması gereken diğer bir husus da üçüncü kişi kavramından neyin anlaşılması gerektiğidir ki; ilgili yasa metni ve başlığından anlaşıldığı üzere işveren dışındaki herkes üçüncü kişidir. Sigortalının sürekli iş göremezliğine uğraması ile sonuçlanan olayda davalı sürücü ..."in % 100 kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu duruma göre indirimi gereken peşin sermaye değeri üçüncü kişilerin kusurunun yarısı ile işverenin kusurunun toplamıdır. Diğer bir deyişle ilk peşin sermaye değerinin % 50’sinin hesaplanan zarardan indirilmesi gerekirken tamamının indirilmesi hatalı olmuştur.
B- Dosyanın incelenmesinden, 07.10.2010 tarihinde meydana gelen kazada sigortalının %11,2 oranında iş gücü kaybına uğradığı, olayın meydana gelişinde kazalının kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların ... ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 15.000,00 TL manevi tazminat azdır.
2- Davalı ... Sig. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
4925 sayılı Kanun’un 19/son maddesi ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısmı için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşıma yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise, bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak, limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır. Bu durum karşısında aracın trafik sigortacısı olan davalı ....nin sorumluluğunun yukarıda açıklanan düzenlemeler çerçevesinde belirlenmesi gerekirken eksik incelemeye ve değerlendirmeye dayalı hüküm kurulması ve kabul şekline göre de, manevi tazminattan sorumluluğu bulunmayan davalı ... Sig.A.Ş’nin, manevi tazminata ilişkin yargılama giderlerinden sorumlu tutulması ve reddedilen maddi tazminat yönünden lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3- Kabule göre de; maddi tazminat talebi kısmen kabul edildiğine göre davalı ... Taşımacılık İnş. Oto .Org. Tur. Pet. Ür. Tic. Ve San. Ltd. Şti. lehine reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
O halde, davacı vekilinin, davalılar ... Taşımacılık İnş. Oto .Org. Tur. Pet. Ür. Tic. Ve San. Ltd. Şti. ile ... Sig. A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 26.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.