Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6205
Karar No: 2019/7048

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/6205 Esas 2019/7048 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/6205 E.  ,  2019/7048 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Yörede 1999 yılında yapılıp 06/03/200 ilâ 05/04/2000 tarihleri arasında ilân edilen kadastro sırasında, ..... ada 29 parsel sayılı 376 hektar 4349,16 m² yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliğiyle davalı Hazine adına tesbit ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
    Davacı ... ve arkadaşları vekili 18/09/2009 havale tarihli dilekçeyle; müvekkillerinin 101 ada 28 sayılı parseli 1971 yılında satın aldıklarını, ancak, 1999 yılında yapılan kadastroda satın almak suretiyle malik oldukları taşınmazın 37643,00 m² yüzölçümündeki bölümünün 101 ada 29 sayılı orman parseli içinde tesbit ve tescil edildiğini iddia ederek, zilyetlik ve Eylül 1971 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak 101 ada 29 sayılı parsel içinde yer alan 37643,00 m² yüzölçümündeki bölümün tapu kaydının iptali ve müvekkilleri adına tescili istemiyle dava açmışlardır.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; davacı gerçek kişiler vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/05/2012 tarih ve 2012/6613 - 2012/8054 E.K. sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “dayanılan tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile birlikte getirtilmediği, revizyon gördüğü parsellerin sorulmadığı, ayrıca, yeterli tapu kaydı uygulaması yapılarak tapu kaydının kapsamı belirlenmediği belirtilerek; davacıların dayanağı tapu kayıtları, ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileriyle birlikte ve revizyon gördüğü parseller varsa bu parsellere ilişkin kadastro tesbit tutanak örnekleri, davalı ise, dava dosyaları ile dava konusu 29 nolu orman parselinin davaya konu bölümünün yakın komşularını bir arada gösterir kadastro paftası örneği getirtilmesi ve bundan sonra fen bilirkişi aracılığı ile yeniden yapılacak keşifte; tapu kayıtları, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile zemine uygulanarak tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmesi, fen bilirkişiye tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamını gösterir irtibatlı kroki düzenlettirilmesi, davacılar adına tesbit ve tapuya tescil edilen 101 ada 28 sayılı parselin bu tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı uygulamada kesin olarak belirlenmesi ve böylesi yapılacak araştırma ve uygulama sonucu taşınmazın tapu kaydı kapsamında bulunan bölümleri var ise bu bölümlerinin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklığı niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğunun kabul edilemeyeceği gözetilmesi, tapu kaydının uymadığının anlaşılması halinde, şimdi olduğu gibi 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince taşınmazın orman içi açıklığı niteliğinde olduğu ve bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı ve özel kişiler adına tapuya tescil edilemeyeceği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve ..... bulunan 101 ada 29 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi ...... tarafından tanzim olunan 18/07/2013 havale tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 27200,00 m² yüzölçümündeki bölümün tapu kaydının iptali ile bu bölümün tarla vasfıyla kararda gösterilen payları oranında davacı gerçek kişiler adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 21.04.2014 tarih, 2014/258 - 4851 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; bozma kararına uyulduğu halde, gerekleri yerine getirilmemiştir. Özellikle hükmüne uyulan bozma kararında; “davacıların dayandığı Eylül 1971 tarih, 1 sıra numaralı 8 dönüm miktarındaki tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmesi, fen bilirkişiye tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamını gösterir irtibatlı kroki düzenlettirilmesi, davacılar adına tesbit ve tapuya tescil edilen 101 ada 28 sayılı parselin bu tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı uygulamada kesin olarak belirlenmesi” gereğine değinilmesine rağmen, mahkemece, bozma kararında anlatılan şekilde bir araştırma yapılmamış, tapu kaydının ne hudutları ne de miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmediği gibi davacılar adına tesbit edilen 101 ada 28 sayılı parselin, dayanak tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı hususu da tesbit edilmemiş, keşifte görev alan fen bilirkişinin dayanak tapu kaydının sınırlarını ne hudutlarıyla itibariyle, ne de miktarı itibariyle göstermeyen yetersiz krokisi dosya arasına alındıktan sonra bozma sonrasında zilyetlik yönünden yeni bir araştırma da yapılmadığı halde, davacılar lehine 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesine dayanılarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Oysa, uyulan bozma kararında “tapu kaydının taşınmaza uymadığının anlaşılması halinde, şimdi olduğu gibi 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince taşınmazın orman içi açıklığı niteliğinde olduğu ve bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı ve özel kişiler adına tapuya tescil edilemeyeceği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi” gerektiği ifade edilmiştir.
    Bu hale göre, davacıların dayandığı tapu kaydının, kayıtta tarif edilen sınır yerleri uzman bilirkişi haritasında yöntemine uygun şekilde gösterilmediği ve kaydın miktarı ile geçerli kapsamı da belirlenmediğinden keşfi izleme, bilirkişi sözlerini denetleme olanağı da bulunamamıştır. Mahkemece, bozma kararı gerekleri yerine getirilmeksizin bozma kapsamı dışına çıkılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Yukarıda da vurgulandığı gibi bozma kararına uymakla orada açıklanan biçimde araştırma yapılması ve yine orada benimsenen hukukî esaslar uyarınca karar verilmesi konusunda taraflar lehine usulî kazanılmış hak doğar. Usûle ilişkin kazanılmış hak kurumu ise, usûl hukukunun dayandığı temel bir ilke olup kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkemece, bozma kararında yazılı hususlar dışında artık zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı gerekçesine dayanılamaz. Aksinin kabulü davalılar Hazine ve Orman Yönetimi yararına doğmuş usulî hakkın ortadan kaldırılması sonucunu doğurur.
    O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişi ile uzman harita mühendisi bulunamadığı takdirde fen bilirkişi ve tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, davacı tarafın dayandığı tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi marifetiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun şekilde yerine uygulanmalı, kayıtta tarif edilen sınır yerleri, uzman bilirkişiye düzenlettirilecek haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde taraflara bu konuda tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı ve dayanak tapu kaydının hem hudutları hem de 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince miktarı ile geçerli kapsamını gösterir krokili ve gerekçeli rapor alınmalı, dayanak tapukaydının hudut itibariyle davacı gerçek kişiler adına tesbit edilen 101 ada 28 sayılı parseli kapsadığı belirlendiği takdirde, davacıların dayanak Eylül 1971 tarih 1 sıra numaralı 8 dönümlük tapu kaydının miktarından fazla miktardaki yeri (11406,79 m²) adlarına tesbit edilen 101 ada 28 sayılı parsel ile aldıkları gözetilerek davacıların davasının reddine karar verilmelidir. Şayet davacılar adına tesbit edilen 101 ada 28 sayılı parselin hudut itibariyle dayanak Eylül 1971 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydı kapsamının dışında olduğu (tapu kaydının hudutları itibariyle 101 ada 28 sayılı parseli kapsamadığı) tesbit edildiği takdirde ise, dayanak Eylül 1971 tarih 1 sıra numaralı 8 dönümlük tapu kaydının 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 21. maddeleri gereğince sabit sınırdan başlanarak miktarı kadar (8 dönüm) kapsadığı yer dava edilen yerden ifraz edilmeli ve miktar fazlasının sınırda bulunan ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli ve davacıların davasının dayanak kaydın miktarı kadar yer yönünden kabulüne, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmelidir. " gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde; eski 101 ada 28 nolu parsel yeni 135 ada 27 nolu parsel ile bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen dava konusu yerin tamamı 1971 tarihli tapu kaydı sınırları içerisinde kalmakta olup davacıların dayanak Eylül 1971 tarih 1 sıra numaralı 8 dönümlük tapu kaydının miktarından fazla miktardaki yeri adlarına tesbit edilen eski 101 ada 28 yeni 135 ada 27 nolu parsel ile aldıkları ayrıca tapu kaydındaki hudutların sabit olmadığı, tapu miktarının 8 dönüm olmasına rağmen dava konusu yerin 2014 tarihinde yapılan kadastro yenileme çalışmaları neticesinde 26448.12 m² olduğu, dayanak tapunun eski 101 ada 28 yeni 135 ada 27 nolu parsele uygulandığı, 25.06.2010 tarihli orman bilirkişi raporunda ise dava konusu yerin 176 nolu bölme içerisinde kaldığı OT-T(orman içi ve bitişigi-boşluk alan-taşlık alan olarak bırakılan yerler) içerisinde kaldığı belirtilmiş, 6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez. 6831 sayılı Kanun, madde: 17/1-2 uyarınca; Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır. Bu sebeple çekişmeli taşınmaz bölümün 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesine göre orman içi açıklığı kabul edilerek bu tür yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı ve özel kişiler adına tapuya tescil edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli taşınmaz orman alanı içinde bırakılmıştır.
    SONUÇ: Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacılara yükletilmesine 02/12/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi