9. Hukuk Dairesi 2019/7838 E. , 2019/22193 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı .... Halk Eğitim Merkezinde usta eğitici olarak çalışmaya başladığını ve emekli olduğu tarihe kadar ...Halk Eğitim Müdürlüğünde çalıştığını ve emekli olduktan sonra da halen ... Halk Eğitim Biriminde Sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle çalışmasını sürdürdüğünü, davacının her yıl okulların açıldığı tarihlerde usta öğretici olarak mevsimlik işçiler gibi aralıklı olarak çalıştığını yaşlılık aylığı almak amacıyla iş sözleşmesini sona erdirdiğini, savunarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL kıdem tazminatının 26.09.2008 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı ile müvekkili idare arasındaki ilişkinin hizmet akdine değil idare hukuku ilişkisine dayandığını, davacının usta öğretici olarak/valilik/kaymakamlık tasarrufu olan makam olurları ile statü hukukuna tabi olarak görevlendirilip bu şekilde çalıştırıldığını bu nedenle uyuşmazlığın çözüm yerinin idare mahkemelerini olduğunu beyanla davanın görev yönünden reddi gerektiğini, davacının Bayrampaşa ve Esenler halk eğitim merkezlerinde çalışmadığını, davacının Ataköy ilk öğretim okulunda görevlendirildiğini, bu bağlamda usta öğreticilerin ek ders ücreti karşılığında çalıştırıldıklarından taraflar arasındaki ilişkinin idare hukuku ilişkisi olup, davacının Sosyal Güvenlik Hukuku yönünden SSK kurumu kapsamında gösterilmesinin iş sözleşmesi ile çalışmasını göstermeyeceğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece davacının taleplerine yönelik 2013/309 Esas 2013/91 Karar sayılı ilamı ile davacının kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce; "5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
Davacının sosyal güvenlik hukuku yönünden Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında gösterilmesi iş sözleşmesi ile çalıştığını göstermez.
Davacı 657 sayılı yasanın 89. maddesinde belirtilen statü içinde ve Kaymakamlık onayı ile görevlendirilmiştir. Davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğunun kabulü gerekir. Aradaki hukuki ilişki iş sözleşmesi, bir başka anlatımla işçi-işveren ilişkisi olarak nitelenemez.
Bu hukuki olguya göre uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olup, Mahkemece “dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı nedeni ile usulden reddine” karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde karar verilmiş, Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, davanın usulden reddine, davacının idari yargı yerinde dava açmakta muhtariyetine karar verilmiş, davacı tarafından bu karar üzerine Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmuş, Uyuşmazlık Mahkemesi "Adli Yargının görevli olduğuna, bu nedenle .... İş Mahkemesinin 14.09.2015 gün, 2015/227 Esas, 2015/264 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına" karar vermiş, Uyuşmazlık Mahkemesinin bu kararı üzerine mahkemece tekrar yargılama yapılarak davacının kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekili ıslah dilekçesi ile dava dilekçesini ıslah etmiş ve dava dilekçesinde 26.09.2008 olarak talep ettiği faiz başlangıç tarihini, 07.02.2011 olarak değiştirmiştir. Mahkemece ıslah dilekçesine uygun olarak kıdem tazminatına işleyecek faiz başlangıç tarihinin 07.02.2011 olarak hüküm altına alınması gerekirken, talep aşılarak 26.09.2008 tarihi olarak belirlenmesi ve hüküm altına alınan kıdem tazminatının net mi, brüt mü olduğunun yazılmamasının infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi hatalı olup bozma sebebi ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK."nun geçici 3/2.maddesi yollamasıyla HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca DÜZELTEREK ONANMASINA karar verilmiştir.
F) Sonuç:
Hüküm fıkrasının "14.559,74 TL kıdem tazminatının fesih tarihi olan 26.09.2008 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine" şeklindeki paragrafın hükümden çıkarılarak yerine;
"14.559,74 TL net kıdem tazminatının taleple bağlı kalınarak 07.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine" paragrafının yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTEREK ONANMASINA, 11/12/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.