10. Hukuk Dairesi 2013/14374 E. , 2014/8399 K.
"İçtihat Metni"
Dava; ölen sigortalının hak sahiplerine yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan Kurum zararlarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Dr. ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 14.08.2006 tarihinde davalının haksız fiili sonucu ölen sigortalısının, hak sahiplerine Kurumca bağlanan ölüm aylığının ilk peşin değeri ile ödenen cenaze yardımının, tahsili istemine ilişkin olup; Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” düzenlemesi getirilmiş ise de , söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi kuralı karşısında, davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesidir.
Anılan madde kapsamında tanınan rücu hakkı halefiyet esasına dayanmayan, kanundan doğan bağımsız rücu hakkı niteliğindedir. 63. madde de “yapılan yardımların ilk peşin değeri için Kurum rücu eder” dendiğine göre yasanın buyurucu nitelikte olan bu hükmünün aksine, kural olarak ilk peşin değerin altında bir rücu alacağına hükmolunamaz. Ancak, suç sayılır eylemi saptanan üçüncü kişinin kusur oranı nedeniyle bir indirim yapılabilir.
Davaya konu somut olayda, davalı ..."ın, sigortalı asten öldürmek suçundan eylemine uyan TCK.nun 81/1 maddesi uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırıldığı ve hakkında tahrik hükümlerine ilişkin TCK.nun 29. maddesinin uygulanması sonucu cezasından indirim yapılarak neticede 16 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığı ve kararının 24.11.2009 tarihinde kesinleştiği, anlaşılmıştır.
./..
-2-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi ( ” hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
Mahkemece; sigortalının haksız davranışı nedeniyle olaya sebebiyet verdiği, olayda sigortalının da kusurlu olduğu, bu hususun Türk Borçlar Kanununun 74. maddesi uyarınca hukuk hakimini de bağlar nitelikte kesinleşmiş maddi olgu halini aldığı, ceza davasındaki tahrik indirimi oranına göre,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50. ve 51. maddeleri uyarınca, rücu alacağından da indirim yapılması gereği gözetilmekle beraber ,ceza davasında davalı (sanık) hakkında haksız tahrik hükümleri gereğince indirim yapılmış bulunması, bu haliyle davalının sorumlu olduğu tazminat tutarında % 41,66 oranında indirim yapılması gerekirken, %56 oranında indirim yapılarak davalının sorumluluğu belirlenmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3.maddesi yollamasıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 436. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün birinci bendinde yer alan “20.913,69” rakamlarının silinerek yerine “27.452,38” rakamlarının yazılmasına, ikinci bendinde yer alan “20.597,83” TL rakamlarının silinerek yerine “12.358,70” rakamlarının yazılmasına, 4. paragrafında yazılan “1.114,71” rakamlarının silinerek yerine “1.226,18” rakamlarının yazılmasına, 6. paragrafında yer alan “2.364,00” TL rakamlarının silinerek yerine “1.483,05” rakamlarının yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.