3. Hukuk Dairesi 2020/3994 E. , 2020/5152 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki okutma öğretme giderlerinin tahsili davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dışı çocuklarının üniversiteye giriş sınavına hazırlanması için davalı şirketin işlettiği dershaneye kaydını yaptırdığını, kayıt sırasında 9,5 aylık eğitim karşılığının taksitlere bölündüğünü ve teminat amaçlı senet imzaladığını, hizmet bedelini ödediğini ancak ayıplı eğitim hizmeti aldıklarını teminat amaçlı verilen senedin kötüniyetli olarak ödemesi yapıldığı halde tahsil edilmek istendiğini ileri sürerek davalıların sunduğu ayıplı hizmet nedeni ile ödenen hizmet bedelinin tahsili ile teminat olarak verilen senedin iptaline karar verilmesini istemiş,09.05.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle davasını faiz yönünden ıslah ederek iade edilecek meblağa dava tarihinden ıslah tarihine kadar işlemiş 4.000,00 TL ticari faizin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, asıl alacağın ıslah tarihinden ticari faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında sözleşmeye dayalı olarak düzenlenen 15/07/2006 tanzim 15/08/2006 vade tarihli borçlusu ..., alacaklısı ... olan 2.300,00 TL’lik senedin iptaline, bu senet nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davanın geri alınması müessesesi, 1086 sayılı HUMK"nin 185 inci maddesinde, 6100 sayılı HMK"nin ise 123. maddesinde düzenlenmiştir. Her iki kanunda da davalının rızası olmaksızın davacının davasından sarfınazar edemeyeceği (davasını geri alamayacağı) hüküm altına alınmıştır. 6100 sayılı HMK"deki düzenlemede davalı rızasının açık olması gerektiği belirtilmişken, 1086 sayılı HUMK"de davalı rızasının açık olması gerektiği yönünde bir hükme yer verilmemiştir. Ancak teoride ve uygulamada, davalı rızasının açık olması gerektiği, zımni rızanın yeterli olmadığı, HUMK döneminde de kabul edilmiştir. Uygulamada davanın geri alınmasına davanın atiye bırakılması dendiği de görülmektedir. Ancak, ne HUMK"de ne de HMK"de "davanın atiye bırakılması" diye bir müessese yoktur. Yine HUMK"de davanın geri alınması için "davayı takipten sarfınazar etmek" terimi, uygulamada ise kanundaki tabir ya da davayı takipten vazgeçmek tabiri de kullanılmakta idi.
Davanın geri alınabilmesi için davalının açık muvafakati gerekir. Davacının davasını geri alması ve davalının da bu geri almaya açık muvafakat etmesi durumunda mahkemece "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilir. Davanın geri alınması durumunda mahkemece geri alma anına kadar yapılan yargılamadaki oluşan kanaate göre haksız olduğu düşünülen tarafa vekâlet ücreti ve diğer yargılama giderleri yüklenir. Davacı, geri aldığı davasını ileride harçlarını yatırmak suretiyle tekrar açabilir.
Davanın geri alınması ile karıştırılmaması gereken bir başka kurum davayı takipsiz bırakmak ya da davanın müracaata bırakılmasıdır. Davanın müracaata bırakılması, davalının muvafakatine bağlı değildir. Davanın müracaata bırakılması durumunda, dava yenileninceye kadar, yani yasal üç aylık süre içerisinde dava varlığını korur, yasal üç aylık süre içinde davanın yenilenmemesi durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
Davacının davasını geri almasına davalı açıkça muvafakat etmezse yargılamaya devam edilir. Davacının davayı geri almasına davalı açıkça muvafakat vermezse ve davacı da davasını takip etmezse, davalı isterse dosyayı işlemden kaldırtır isterse yargılamaya davacının yokluğunda devam edilir.
Eldeki davada , davacı 24.07.2008 tarihli duruşmada davalılar ..., ... ve ... hakkındaki taleplerini atiye bırakmıştır. Davacı vekilinin bu beyanı ile ne kastettiği (davayı geri mi aldığı, davayı müracaata mı bıraktığı) davacıya sorulup net talebi açıklıkla belirlendikten sonra yukarıda belirtilen açıklamalara göre davalılar ..., ... ve ... hakkında bir karar verilmesi gerekirken tüm davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacılara iadesine, HUMK’nin 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.