3. Hukuk Dairesi 2020/3268 E. , 2020/5163 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı ... avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili yetki belgesine istinaden vekili avukat ... ile davalılardan ... vekili yetki belgesine istinaden avukat ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 23.12.2011 tarihli satış sözleşmesi ile davalı ... Ltd. Şti."den satın aldığı aracı davalı ... "dan kendisinin satın aldığını, daha sonra aracı dava dışı üçüncü kişiye satmak amacıyla notere başvurduğunda aracın ithalatçı firması olan diğer davalı ... Otomotiv Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Tİcaret Limited Şirketinin, sahte fatura kullanarak gümrük vergilerini eksik ödediği tespiti ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa muhalefet suçlaması ile 19.06.2014 tarihinde el konulmasına karar verildiğini öğrendiğini, dava konusu aracın hukuken ayıplı mal olduğunu iddia ederek, aracın güncel satış bedeli olan 230.067,00 TL"ye dava tarihi itibariyle merkez bankasının kısa vadeli avanslar için uyguladığı en yüksek faiz oranına göre yürütülecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile araçtaki gizli ayıp nedeniyle sözleşmeden dönmeden kaynaklanan, aracın güncel satış bedeli ve kasko bedeli olan 270.000,00 TL"den fatura bedeli çıkarıldığında zararı olan 39.937,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, bozmaya uyularak davacının davanın kısmen kabulü ile, 230,067,00 TL araç bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, dava konusu aracın ... marka 2011 model ... şase nolu aracın her türlü borç ve takyidattan ari olarak davalılara iadesi ile, 28.184,083 TL tazminat bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı, dava dilekçesi ile aracın güncel satış bedeli olan 230.067,00.-TL ile uğradığı zarar olarak 39.937,00 TL alacak talebinde bulunmuştur. Mahkemece, 230,067,00 TL araç bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, dava konusu aracın ... marka 2011 model ... şase nolu aracın her türlü borç ve takyidattan ari olarak davalılara iadesi ile, 28.184,083 TL tazminat bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık bakımından sözleşme tarihinde yürürlükte olan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 182 ve devamı maddelerinin uygulanması gerekir.
BK’nın 182/1. maddesinde düzenlenen satım sözleşmesiyle; alıcı satış bedeli olarak bir miktar para vermeyi borçlanır; satıcı ise satıma konu malı alıcıya teslim ederek mülkiyeti ona geçirme borcu altına girer.
Taşınır bir malın satışına ilişkin sözleşmede satıcının taşınırı teslim etmek ve mülkiyeti alıcının üzerine geçirmek gibi asıl borcu yanında satılan malı saklama ve gerektiğinde taşıma masraflarını ödeme borcu gibi tali nitelikte borçları da bulunmaktadır.
Satıcının borçlarından bir tanesi de BK’nın 189 ile 193. maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül borcudur.
Mülga 818 sayılı BK’nın 189. maddesinde zapta karşı teminat:
“Bayi, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından bey"in akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden müşteriye karşı mesul ve zamindır.”
şeklinde tanımlanmıştır.
Satıcının bu borcu ile ilgili olarak öğretide “zabta karşı tekeffül satılan malın bir üçüncü kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebi ile alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanmamasından dolayı satıcının sorumlu olmasıdır” şeklinde tanımlanmaktadır (Tandoğan H., Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, C.1/1, 4. Bası, Ankara 1988 s.148).
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) "Mülkiyet hakkının içeriği” kenar başlıklı 683. maddesine göre ise; bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Bir zapt tehlikesinin bulunması hâlinde malikin, yani alıcının, bu yetkilerini kullanması engellenmiş, mülkiyet hakkı gereği gibi kullanılamamış olur. Bu nedenle satım hukukunda zapta karşı tekeffül sorumluluğunun varlığı zorunludur.
Yapılan bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Somut olayda, davacının, davalıdan satın aldığı aracın müsadere edildiği sabit ise de davalı vekili 07.06.2019 tarihli temyiz dilekçesinde; davacının, 5607 sayılı kanunun geçici 10.maddesi uyarınca araç üzerindeki el koyma kararını kaldırttığı böylelikle davacının zararının ortadan kalktığını ileri sürmüş, davacı vekili de 21.06.2019 tarihli temyize cevap dilekçesinde dava konusu ... markalı 2011 model ... şase numaralı araca savcılık ve mahkeme tarafından el konulduğunu, müvekkilin yapmış olduğu barış bedeli ödemesi sonucu araç üzerindeki tedbirin kaldırılmış olduğunu kabul etmiştir. Hal böyleyken, somut olay bakımından dava konusu araç üzerindeki hukuki ayıbın kalktığı gözetilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı ve eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 4.411,00 TL harcın davalı ..."a iadesine, 2.540 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.