
Esas No: 1985/1209
Karar No: 1986/4141
Karar Tarihi: 23.12.1986
Danıştay 4. Daire 1985/1209 Esas 1986/4141 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Kararda, yükümlü adına salınan vergilerden dolayı umumi vekilleri tarafından uzlaşma komisyonuna başvurulduğu ancak uzlaşmanın sağlanamadığına dair tutanağın yükümlünün eşine tenkili işleminin yasalara aykırı olduğu ve işlemin iptali istemiyle açılan davada, idari yargıda sadece idari makam ve mercilerin Kamu Hukuku alanında tesis ettikleri tek taraflı, doğrudan uygulanabilir (icrai) niteliği olan işlemleri hakkında dava açılabileceği belirtilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 377. maddesinde ise, mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemelerinde dava açabilecekleri öngörülmüştür. Tebliğ işleminin, usule aykırı da olsa muhatabın tebliğe muttali olmuşsa muteber sayılacağı ve bu hususun müstakil bir davaya konu edilerek incelenmesinde bir engel olmayacağı belirtilmiştir. Kanun maddeleri; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 377. ve 108. maddeleri, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi.
Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1986
Karar No : 4141
Esas Yılı : 1985
Esas No : 1209
Karar Tarihi : 23/12/986
VERGİ İLE İLGİLİ TEBLİGATIN YAPILMASINDAKİ USULSÜZLÜĞÜN, TEBLİGAT KONUSU İŞLEMİN DAVA KONUSU EDİLMESİ HALİNDE DAVADA İLERİ SÜRÜLEBİLECEĞİ VE İDARENİN BİLGİ VERME NİTELİĞİNDEKİ YAZISININ İDARİ DAVA KONUSU OLAMIYACAĞI HK.
Uyuşmazlık; yükümlü adına salınan gelir vergisi ve mali denge vergisinden dolayı yükümlünün umumi vekillerince uzlaşma komisyonuna başvurulduğu halde uzlaşmanın temin edilemediğine ilişkin tutanağın yükümlünün eşine tenliği işleminin yasalara aykırı olduğundan işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının iptali
isteminden ibarettir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun idari dava türlerini saptayan 2.maddesinden, idari yargıda ancak idari makam ve mercilerin Kamu Hukuku alınında tesis ettikleri tek taraflı, doğrudan uygulanabilir (icrai) niteliği olan işlemleri hakkında dava açılabileceği belirtilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2686 sayılı Kanunla değiştirilen 377.maddesinde ise, mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemelerinde dava açabilecekleri öngörülmüştür.
Dosya içeriğinden uzlaşmanın temin edilmediğine ilişkin tutanak uzlaşmaya başvuruda bulunan yükümlünün umumi vekiline değil yükümlünün eşine tebliğ edildiğinden anılan tebliğ işleminin iptali isteği ile Defterdarlığa yaptığı başvurunun Defterdarlık tarafından sadece bilgi verici nitelikteki yazısı ile cevaplandırıldığı ve bu yazının dava konusu edildiği anlaşılmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 108.maddesinde, tebliğ olunan belgelerin, esası etkilemeyen şekil hatalarından dolayı hukuki değerini kaybetmeyeceği ifade olunmuş; 7201 sayılı Tebligat Kanununun "Usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlıklı 32.maddesinde de "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" denilmiştir. İdari davaya konu edilebilecek bir işlemin usule aykırı olarak tebliğ edilmesi halinde, ilgilisinin bu işleme muttali olduğu tarihi tebliğ tarihi sayarak, tebligatın usulsüz olduğuna işaret ederek, süresi için de işlemi dava etmesine sözü edilen hükümler karşısında bir engel yoktur. Davacının tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin iddiasının ancak böyle bir davada incelenmesi mümkün olup, idarenin icrai işlemi niteliğinde bulunmayan bu hususun müstakil bir davaya konu edilmesinde ve bu iddianın esası incelenerek karar verilmesinde isabet yoktur.
Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, yükümlü temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.