4. Hukuk Dairesi 2017/637 E. , 2019/5438 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... Müdürlüğüne izafeten İstanbul Orman İşletme Müdürlüğü vekili Avukat ... tarafından, davalı İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret AŞ aleyhine 08/08/2011 gününde verilen dilekçe ile 6831 sayılı Orman Kanunu"ndan kaynaklanan maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 6831 sayılı Kanun’dan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, İstanbul ili Eyüp ilçesi Göktürk köyü 121, 123, 139, 140 numaralı parsellerin kontrolü sırasında davalı şirketin, davacı idare tarafından verilen izinli sahanın dışında 21.514 m² ormanlık alanı katı atık dökmek, yol ve kanal yapmak suretiyle işgal ettiğinin tespit edildiğini ve bu hususta suç tutanağı düzenlendiğini, tutanak ile davalı tarafından 865 adet orman emvalinin kesilmiş olduğunun ve bu emvalin katı atık ve yol altında kalmış olduğunun belirlendiğini, dava konusu olayla ilgili olarak Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek oluşan maddi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı tarafından izinli saha dışında kalan orman alanına stabilize yol yapım elemanları serilmek ve sıkıştırılmak suretiyle yol açıldığı ve bu şekilde işgal edildiği, davalının eyleminin, orman muhafaza memurları tarafından tutulan tutanak ile tespit edildiği, tutanağın aksi sabit olmadıkça geçerli olduğu, dava konusu alanın kapalı bir alan olup davalıdan başkasının girme imkanı olmadığı gerekçesiyle alınan bilirkişi raporu benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, davacı idare tarafından suç tutanağı düzenlenmesi üzerine davalı tarafından, Eyüp 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/197 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiği, tespit dosyasında düzenlenen bilirkişi raporlarında, davalının, faaliyetlerini izinli alan içerisinde devam ettirdiği ve bu alanın tel çitlerle çevrildiği, suç tutanağında koordinatları belirlenen alanın, davalıya tahsis edilen izinli sahanın dışında kaldığı, izinli saha dışında kalan alanda davalının katı atık depolaması, atık su kanalları gibi faaliyeti ya da herhangi bir tesisi bulunmadığı, izinli saha dışında kalan ve suç tutanağında belirtilen orman alanının değişik dolgu malzemeleriyle doldurulmak suretiyle tesviye edildiği ve bu kısma stabilize yol yapım elemanları serilmek ve sıkıştırılmak suretiyle yol yapıldığı, ancak bu yolun hangi tarihlerde, kim ya da hangi kurumca yapıldığının tespit edilemediği, zemindeki fiili yolun İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan 1997 ve 2005 tarihli haritalarda yol olarak göründüğü tespit edilmiştir.
Davacı idarenin şikayeti üzerine Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/14918 soruşturma numaralı dosyası ile soruşturmaya başlanıldığı, soruşturma kapsamında davalı şirketin işletmeler müdürü Hasan Sarı’nın şüpheli sıfatıyla ifadesinin alındığı, yapılan soruşturma sonunda Eyüp 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/197 D.İş sayılı delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporlarına itibar edilerek şüphelinin orman alanına tecavüz ettiğine dair delil bulunamadığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu olaya ilişkin tutulan suç tutanağının içeriğinden ve tutanağı düzenleyen orman muhafaza memurlarının tanık sıfatıyla alınan beyanlarından görgüye dayalı bilgileri olmadığı görülmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da dava konusu orman alanına davalının herhangi bir tecavüzünün olmadığı, zeminde yer alan fiili yolun kim ya da kimler tarafından yapıldığının belirlenemediği ve bu alanın 2006 yılı uydu fotoğraflarında da yol olarak göründüğü tespit edilmiştir.
Şu durumda; mahkemece, dava konusu orman alanında yer alan ağaçların davalı tarafından kesildiği, bu alanın katı atık dökmek, yol ve kanal yapmak suretiyle davalı tarafından işgal edildiği ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.